Medya ve mahremiyet
Her türlü bilgiyi, haberi ve gelişmeleri; yazılı ya da sözlü olarak kişilere ulaştıran vasıtaların tamamına birden ‘medya’ diyoruz.Geçmişte medya denildiğinde daha çok gazeteler akla gelirdi. Son...
Her türlü bilgiyi, haberi ve gelişmeleri; yazılı ya da sözlü olarak kişilere ulaştıran vasıtaların tamamına birden ‘medya’ diyoruz.
Geçmişte medya denildiğinde daha çok gazeteler akla gelirdi. Son yıllarda bu vasıtalar o kadar çoğaldı ki, gazetelerin ‘hizmeti’ neredeyse gölgelendi. Artık haberler ve gelişmeler insanların elinde, cebinde, masasında, odasında, hatta sofrasında...
Dolayısıyla medyanın zararlarından korunmak neredeyse imkânsız. İnsanlar bu vasıtaları takip ederek ya da takip etmeyerek onu kontrol edebilir.
Medya vasıtaları, en başta ‘mahremiyet’i vurdu. Haram ve helâl anlayışının bir neticesi olan ‘gizli olma hali’ yani mahremiyet, medyanın yayınları sebebiyle tahrip edilmiş durumda. Yıllardan beridir devam eden müstehcen yayınlar, insanların bu konudaki hassasiyetini büyük ölçüde aşındırdı. 10 yıl önce ‘kötü’ kabul edilen ve gözlerin kaçırıldığı ‘müstehcen, çirkin’ fotoğraflar; maalesef bugün ekseriyet nezdinde ‘normal’ oldu.