Milleti yanıltmayın!
Türkiye’yi idare edenlerin yanlışlarından biri de, gerçekleri olduğu gibi anlatmamalarıdır. Sözle olmasa bile fiilen “Bir Türk dünyaya bedeldir” anlayışına sığınılıyor ve...
Türkiye’yi idare edenlerin yanlışlarından biri de, gerçekleri olduğu gibi anlatmamalarıdır. Sözle olmasa bile fiilen “Bir Türk dünyaya bedeldir” anlayışına sığınılıyor ve hâdiseler mübalâğalı bir dille anlatılıyor. Söze bakıldığında her şeyin en iyisi bizde. Hatta, Müslümanlığın bile ‘en iyisi’nin Türkiye’de yaşandığı iddia edilir. Buna delil olarak da hac mevsiminde (Mekke, Medine) şahit olunan bazı hâdiseler anlatılır. Oysa her şeyi olduğu gibi, abartmadan, kabartmadan, küçültmeden anlatmak en önemli vazifedir. Hatırlanacağı üzere Bediüzzaman Hazretleri bu önemli meseleyi izah ederken şöyle demiştir: “Hangi şeyi vasfetsen, olduğu gibi vasfet. Medhin mübalâğası bence zemm-i zımnîdir. (Hangi şeyi anlatmak, izah etmek isterse onu olduğu gibi anlat, tarif et. Methetmede, övmekte, ‘cila’lamakta aşırıya kaçmak [bence] gizliden gizliye o şeyi kötülemek anlamına gelir.) (Sözler, Lemaat, s. 1165) Meselâ çadır kuran bir ‘işçi’yi överken, “Mimar Sinan senin eline su dökemez” diyorsanız, hakikatte onu eleştirmiş olursunuz. Çünkü bu ‘övgü’ hakikate uygun düşmez.