Müteahhitlerimiz köprü yapamıyor mu(ş)?
Övünmekten çalışmaya vakit bulamadığımızın bir delili de kendimizi kandırmak olarak ortaya çıkıyor. Maalesef, hayali, hakikat göstererek, başta kendimiz, buna ilâve olarak da bulabilirsek...
Övünmekten çalışmaya vakit bulamadığımızın bir delili de kendimizi kandırmak olarak ortaya çıkıyor. Maalesef, hayali, hakikat göstererek, başta kendimiz, buna ilâve olarak da bulabilirsek başkalarını yanıltmayı marifet biliyoruz.
En başta ifade edelim ki millet menfaatine tek bir çivi çakanlara teşekkür etmek borcumuzdur ve teşekkür ederiz. Ancak milletin yanıltılmak istenmesine de itiraz ederiz. Her şeyi olduğu gibi anlatmak önemlidir. Aksi halde hayal kırıklıkları yaşanması kaçınılmaz olur.
Son yıllarda yapılan büyük projeler sebebiyle haklı olarak övünüyoruz. Tüneller, köprüler ve yollar yapılıyor ve bunlar millete anlatılırken özet olarak “Kendi imkânlarımızla, kendi mühendislerimizle, kendi teknolojimizle yaptık” deniliyor. Böyle olması da gerekir. Zaman zaman sonra anlaşılıyor ki yerli imkânlarla yapıldığı ifade edilen eserler, yabancı mühendislerin imzasını taşıyor.
Meselâ, bugün sokağa çıkılsa ve “Üçüncü Boğaz Köprüsü’nü kim yaptı?” diye sorulsa hemen herkes “Biz yaptık, kendi mühendis ve müteahhitlerimiz yaptı” der. Çünkü Türkiye’yi idare edenler her konuşmasında bu anlama gelecek sözler sarfettiler. Hatta köprünün tanıtım konuşmalarında “Şimdiye kadar bizim müteahhitlerimiz taşeron gibi çalışırdı. Artık bu köprüleri kendimiz yapıyoruz” mealinde sözler sarf edildi. Keşke böyle olsa da böyle olmadığını hep birlikte öğreniyoruz.