Terör sokağı
Türkiye dün, yine ‘uzun gün’lerinden birini yaşadı. Suriye sınırında düşürülen Rus uçağı ve tutuklanan gazeteciler konuşulup tartışılırken gündem bir anda Diyarbakır’da...
Türkiye dün, yine ‘uzun gün’lerinden birini yaşadı. Suriye sınırında düşürülen Rus uçağı ve tutuklanan gazeteciler konuşulup tartışılırken gündem bir anda Diyarbakır’da işlenen cinayete kaydı.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, basın açıklaması yaptıktan sonra meydana gelen bir çatışmada kafasına isabet eden tek kurşunla öldürüldü. Bu esnada bir polis de şehit oldu.
Hadisenin nasıl meydana geldiği, kurşunların hangi silâhlardan çıktığı katilin kim olduğu gibi konular uzmanlarca değerlendirilir. Ancak kurşunlar hangi silâhlardan çıkmış olursa olsun, asıl vurulan Türkiye’dir, millettir, huzurdur, birliktir, beraberliktir, kardeşliktir...
Terör başlı başına bir musîbettir. Kimden ve kime karşı olursa olsun terör lânetlenmelidir. Bu hadiselerin asıl faillerinin kim olduğunun tesbiti çok önemlidir. Bazen asıl fail, silâhından kurşun çıkan kişi ya da kişiler bile olmayabilir. Acaba böyle cinayetleri kim planlıyor, ona bakılmalı.
Görsek de görmesek de ortada bir gerçek var: Türkiye, bu ve benzer cinayetlerle bir ‘çıkmaz sokak’a sürüklenmek isteniyor. Bu tuzağı görmek ve bu tuzağı bozmak durumundayız. Bunu da ancak hep beraber yapabiliriz. Kanaatimizce bu mesele, Türkiye’nin dış borcu, ekonomik kalkınması ya da ‘büyük yatırımlar’ının durumunun ne olacağı gibi meselelerden daha da önemlidir. Hatta çok önemlidir. Borçlu yaşamak mümkün, ama terör ve anarşi ortamında yaşamak mümkün değil.