Yanlışı savunmak marifet değil
Sivil siyasetçilerin ‘normal hal’i değil de ‘olağanüstü hal’i savunması ve ona dört elle sarılması acip ve garip bir davranış değil mi? Hak, hukuk ve demokrasiden bahsedip sonra da bu hakları kısmen...
Sivil siyasetçilerin ‘normal hal’i değil de ‘olağanüstü hal’i savunması ve ona dört elle sarılması acip ve garip bir davranış değil mi? Hak, hukuk ve demokrasiden bahsedip sonra da bu hakları kısmen dahi olsa askıya alan ‘ohal rejimleri’ savunulabilir mi? Savunulsa bile bunu sivil siyasetçiler yapar mı?
Olağanüstü hal ve hatta sıkıyönetim dahi icap ettiğinde uygulanır ve anayasaya da uygundur, kanunîdir. Fakat bunlara, adı üstünde olduğu üzere zarurî hallerde müracaat edilir ve mümkün olan en kısa zamanda ‘normal hal’e geçilmeye çalışılır. OHAL ve sıkıyönetim uygulamaları uygulayıcılar açısından sevimlidir, ama uzun dönemde herkese zarar verir. Geçmişte ülkeyi sıkıyönetimle idare edenler dahi sıkıyönetimi savunmamış, ‘mecburiyetten uyguluyoruz, hemen normal hale geçeceğiz’ demişlerdir. Şimdi ise sivil siyasetçiler günde 5 defa OHAL’i savunup normal halden farkı olmadığını söylüyorlar ve buna da bizim inanmamızı istiyorlar.