Yolsuzluk derdi
Yolsuzluk ve usûlsüzlüklerin hüküm sürdüğü ülkelerin ilerlemesi ve kalkınması mümkün değil.Yolsuzlukla ilgili tartışmalar Türkiye’nin yanı sıra başka ülkelerin de gündemini...
Yolsuzluk ve usûlsüzlüklerin hüküm sürdüğü ülkelerin ilerlemesi ve kalkınması mümkün değil.
Yolsuzlukla ilgili tartışmalar Türkiye’nin yanı sıra başka ülkelerin de gündemini meşgul eden bu tartışma, İslâm dünyasının da dertleri arasında yer alıyor.
“Müslüman ülke” ya da idarecilerin yolsuzlukla hatırlanması elbette en başta İslam’a ve dolayısıyla Müslümanlara darbedir. Keşke hiçbir Müslüman fert ve yolsuzluk tuzağına düşmese...
Temenni ve duâmız bu olmakla birlikte, yaşanan hadiseler çirkin tuzağa düşenlerin olduğunu gösteriyor. Bu noktada Fas [devletinin] Yolsuzlukla Mücadele Merkezi Kurulu Başkanı Abdusselam Ebu Dirar’ın tesbitleri can yakıcı: ‘Arap ülkelerinde ekonomik büyümenin önündeki en büyük engelin, yolsuzluk, rüşvet, vergi kaçırma ve siyasî nüfuzun suistimali’ olduğunu söylemiş. (AA, 29 Şubat 2016)
Bu tespitler Fas devleti için yapılmış, ama başka ‘İslâm ülkeleri’nin ismi de aynı dertten muzdarip olduğu söylenebilir. Ebu Dirar, yaptığı açıklamada, “Bazı Arap ülkelerinde yolsuzlukla mücadelede hukukî altyapının zayıf olması dolayısıyla yolsuzluklar kurumlar içinde yaygın hale geldi. Arap ülkeleri, elde ettikleri ekonomik gelişmeyi yolsuzluk, rüşvet, vergi kaçırma ve siyasî nüfuzun suiistimali sebebiyle kaybediyor. Arap ülkelerindeki yolsuzluk, sosyal kalkınmayı ve ekonomik büyümeyi sınırlıyor. Malî kaynaklar, yatırıma veya sosyal harcamalara değil, şahısların maslahatına harcanıyor ve bu durum gelir adaletini bozuyor” değerlendirmesinde bulunmuş.