M.Kemal’in günahlarını İnönü’ye yükleme gayretkeşliği
Bir hususta “üretilen fikir”in ve “varılan kanaat”in doğru olabilmesi için; üzerinde fikir yürütülüp kanaat sahibi olunan “baz değer”in ve bunun üzerine kurulan “mantık”ın ikisi...
Bir hususta “üretilen fikir”in ve “varılan kanaat”in doğru olabilmesi için; üzerinde fikir yürütülüp kanaat sahibi olunan “baz değer”in ve bunun üzerine kurulan “mantık”ın ikisi birlikte doğru olmalı. “Yanlış baz değer” üzerine “doğru mantık” kursanız da, “doğru baz değer” üzerine “yanlış mantık” kursanız da “doğru sonuç”a ulaşamazsınız. Bunu şöyle formüle edebiliriz:
DOĞRU BAZ DEĞER + DOĞRU MANTIK = DOĞRU SONUÇ
Aklınızın bir köşesinde bulunsun; bu formülü hayatınızın her alanında, her işinizde bir şekilde kullanmak mümkündür. Ancak şimdilik bu formülü bir kenara koyup, hafta içindeki gündem konularından “M.Kemal’in İnönü tarafından zehirlendiği iddiası”na bakalım.
Tarihimizin “en kanlı devrimi”ni gerçekleştiren ve üstelik de bunu, “bir milleti toptan değiştirerek başka bir millete dönüştürme” ve “millete ait tüm değerleri toptan yok etme” pahasına yapan; bu esnada “işlenmedik zulüm” bırakmayan M.Kemal’i, her nedense, bu kadar hatasına rağmen “mazlum” gösterecek bir “suikast” iddiası gündeme getirildi. Günah keçisi de hazırdı: M.Kemal’e körü körüne sadakatten başka bir meziyeti olmayan İnönü...