500 senedir hayal perdesindeler
“Bir yâr-i vefakârım olsa, o söylese ben dinlesem, haddim olmayarak ben söylesem o dinlese...”“Ah şu Hacivat da benden bir temiz dayak yese.”“Bizler söyleşirken bizi seyredenler eğlenseler. Diyelim: İşimizi...
“Bir yâr-i vefakârım olsa, o söylese ben dinlesem, haddim olmayarak ben söylesem o dinlese...”
“Ah şu Hacivat da benden bir temiz dayak yese.”
“Bizler söyleşirken bizi seyredenler eğlenseler. Diyelim: İşimizi Mevla'm rast getire! (Gazel okumaya başlar.) Ah bana bir eğlence, medet; yâr, bana bir eğlence, aman, aman aman!”
Bir cami yapımında görevli ustalardır. Bol nükteli sohbetleriyle inşaatı geciktirmelerine öfkelenen Sultan, idamlarına hükmeder; ancak bu kararına pişman olur, ama iş işten geçmiştir. Sufi Şeyh Küşteri’den (bazı kaynaklarda Şüşteri) ölen bu iki kişinin deriden figürlerini yapmasını ister; bu figürler, arkadan ışıklı bir perdeye yansıtılarak canlandırılır.
Böyle öğrenmiştik Karagöz ile Hacivat’ın söylencesini…
Tam 500 yıldır hayal perdesinde canlanmaya devam ediyorlar… Bunu, Prof. Dr. Metin And’ın araştırmasından öğreniyoruz. Belgelere göre hikâye şöyle gelişiyor: