Niye çocuklar savaşır ki!
Cumartesi günü, türküler söyleyerek Afrin'e doğru yola çıkan ana kuzularını gördüğümden beri durup durup ağlıyoruz evde. Hepsi 20'lerinde, kimi başında kimi sonunda ama 20'lerindeler. Sabah evden okula...
Cumartesi günü, türküler söyleyerek Afrin'e doğru yola çıkan ana kuzularını gördüğümden beri durup durup ağlıyoruz evde. Hepsi 20'lerinde, kimi başında kimi sonunda ama 20'lerindeler.
Sabah evden okula uğurlarken, “Kabanının önünü kapa, karşıdan karşıya dikkatli geç” diye tembihlediğimiz, gece uyurlarken odalarına girip üzeri açılmış mı, üşümesin diye yorganını örttüğümüz, okuldan eve yarım saat geç dönse “Nerede kaldı” diye paniğe kapıldığımız“yavrularımızdan” belki birkaç yaş büyükler.
Hepsi bir ananın, bir babanın evladı, hepsi evinin kıymetlisi.
O kıymetlilerin hepsi, bu topraklara binlerce kilometre uzakta, buraları kendi çıkarlarına göre dizayn etmeye çalışan üç beş şerefsizin yüzünden bir gün Afrin’de, bir gün Irak sınırında, bir gün başka bir yerde cephedeler.
Onlara “Oralar soğuktur, parkanın önünü kapa” diyecek analarından, gece üşümesinler diye üstlerini örtecek babalarından uzakta.