Ancak bir kadın
Çarşamba günü, iki hukuk adamı ile birkaç saat geçirdim. Bunlardan biri Milli Görüş geleneğinden gelen, Türkiye'nin yakın tarihinde çok önemli fonksiyonları olmuş davalarda avukatlık yapmış, İslamcı geleneğin önemli hukukçularından biri.
"Fatih Bey" dedi, "Yıllarımı bu mesleğe verdim, adliye koridorlarında geçirdim.
En zor, en tartışmalı davalarda savunma görevi üstlendim. 28 Şubat döneminde
Türkiye’nin konuştuğu davalarda sanıkları savundum. Emin olun, o gün bile hukuk bu denli ayaklar altına alınmamıştı, Adalet bu denli eziyet çekmemişti. O zaman bile bilirdik ki, iyi bir savunma yapma hakkımız olacak, hakimler vicdanlarına dayanarak karar verecekler. Bugün artık o günleri arıyoruz. Ben bile arıyorsam ötesini siz düşünün”
Özel bir sohbett bu, yazmayı da düşünmüyordum doğrusu bu cümleler.
Ama aradan 24 saat geçmeden, Canan Kaftancıoğlu Davası sonuçlandı ve karar
açıklandı.
En ağırı 2 yıl 8 ay olan br grup mahkumiyet kararı.
Toplamında 9 yıl 8 ay 20 gün.
Kaftancıoğlu, kararı öyle bir “vakarla” karşıladı ki, saygı duymamak elde değil.
Bunu ancak bir kadın böyle karşılayabilirdi zaten.
Umursamazca.