Aynı değirmene su taşımak
Dünkü yazdıklarıma bazı okurlar eleştiri getirmiş kendince. Zeki ve akıllı olduğu için açık yakalamış... Diyor ki: “Önce Müjdat Gezen’le Metin Akpınar’a destek çıkar gibi...
Dünkü yazdıklarıma bazı okurlar eleştiri getirmiş kendince.
Zeki ve akıllı olduğu için açık yakalamış...
Diyor ki: “Önce Müjdat Gezen’le Metin Akpınar’a destek çıkar gibi görünüyorsunuz. Ardından hemen neme lazım deyip görüşlerine katılmıyorum diye ekleme yapıyorsunuz.”
Bunu bana yazan kişiye sorsanız kendini “aydın” olarak tanımlayacaktır mutlaka.
Oysa burada “aydınlık” yok, “aymazlık” var.
İlkel bir bağnazlık var.
Birinin fikir özgürlüğünü ya da ifade özgürlüğünü savunmak için ille de “aynı fikirde” mi olmak lazım?
Tam aksine, aynı fikirde olmadığın adamın da fikir ve ifade özgürlüğünü savunmak gerekir.
Eğer sadece kendi fikrinde olanların fikir özgürlüğünü savunursan, ne farkın kalır Akpınar veya Gezen’i, “Atalım içeri akılları başlarına gelsin” diyenden.
Ben aynı fikirde olmayabilirim ama onun da fikrini söyleyebilmesini isterim.
Ve katılmam.
Hiç ama hiç katılmam.
Katılmadığımı da söylerim.
Niye katılmadığımı da anlatayım.
Ben Türkiye’yi bölen, cepheleştiren, toplumun bir kısmını ötekileştiren hiç kimsenin bu amaca yönelik söylemlerine de, fikirlerine de katılmam.
AK Parti'ye oy vermeyen vatandaşları ötekileştirenle, AK Parti’ye oy veren vatandaşları ötekileştirenler arasında bana göre zerre fark yoktur.
İkisi de aynı değirmene su taşırlar.
Biri sağdan döker suyu, diğeri soldan.
Ama her ikisi de değirmenin çarkını döndürür ve çarkın döndürdüğü değirmen taşı bizim toplumsal barışımızı, millet olma özelliğimizi öğütür.
Ben o suyu taşıyanlarla aynı fikirde olamam.
Ama suya bir taraftan su taşıyanın ifade özgürlüğü var iken, diğer taraftan taşınanın olmamasına da katlanamam.
Müjdat Gezen ve Metin Akpınar adliyede.
***
Can simidi
Size bir soru sorayım.
10 puanlık uzman sorusu falan da değil.
Basit, az biraz zeka ile yanıtlanabilecek bir soru.