Haddimizi bileceğiz değil mi Ahmet
Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sayfasını yöneten gazeteci Oğuz Güven, FETÖ soruşturmalarından birini yürüten savcının “suikast” gibi bir kaza sonrasında hayatını kaybetmesinin ardından...
Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sayfasını yöneten gazeteci Oğuz Güven, FETÖ soruşturmalarından birini yürüten savcının “suikast” gibi bir kaza sonrasında hayatını kaybetmesinin ardından “çirkin” bir başlık attı.
Olabilir.
Bu meslekte zaman zaman çok çirkin başlıklar attığımız oluyor.
Eğer arkasında kirli bir amaç yoksa yaptığımız ayıp oluyor, ama ne yazık ki medyada böyle şeyler yaşanıyor.
Zaten o da yaptığı çirkinliğin farkına varmış olmalı ki attığı başlığı hemen kaldırmış.
Sonrasında olanlar ise en az başlık kadar çirkin.
Oğuz Güven bu başlığından ötürü elbette ifadeye çağrılabilir ve bu başlığın hangi saikle atıldığına dair kendisinden bilgi istenebilir.
Ama böyle olmadı.
Oğuz Güven, hiçbir çağrı falan yapılmadan doğrudan doğruya gözaltına alındı.
Şimdi ise tutuklandı.
Güven aslında Emre Uslu gibi birtakım “hardcore aşağılık” FETÖ’cülerle aynı çizgiye düştüğü için bu durumda.
Ama ben bir gazetecinin yanlış da olsa, çirkin de olsa bir başlıktan ötürü gözaltına alınmasını da tutuklanmasını da kabul edemiyorum.
Bu başlığın FETÖ’cü çetelerle bağlantılı olarak atıldığı kanıtlanabiliyorsa o ayrı.
O zaman bunun da ortaya konulması gerekir.
Söyleyeceğim asıl şey bu değil, ama uzun bir girizgâh oldu, kusura bakmayın.
Diyeceğim şudur.
Pek çok gazeteci haklı olarak Oğuz Güven’in gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Bunlardan biri de Ahmet Hakan.
Ancak ben de Ahmet Hakan’a bir şeyi hatırlatmak istiyorum.
Ahmet dostumuz bir süredir tutuklu gazetecilerle ilgili tepkiler gösteriyor.
Sakın yanlış anlamayın, “Göstermesin” falan demiyorum.
Ama aynı Ahmet Hakan, bir süre önce köşesinde Ahmet Altan’a yönelik olarak defalarca “Tutuklanacaksın Ahmet Altan” diye kendisinin de haklı olarak şikâyet ettiği “tetikçilerin” üslubuyla yazılar yazıyordu.