Haram olsun
Kimse kusura bakmasın ama Diyanet İşleri Başkanlığı giderek daha garip, daha anlaşılmaz ve hatta daha utandıran bir kurum haline geliyor. Vakaları saymaya kalksam epey bir yer tutar. Teker teker sayamayacağım.
Fakat son rezillik bile yeterince sinir bozucu.
Biliyorsunuzdur mutlaka, Türkiye'de Cumhuriyet öncesi Diyanet İşleri Başkanlığı diye bir kurum yok.
Bu kurumu kuran kişi Cumhuriyet'in de kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk.
Amaç belli.
Doğru İslam'ı anlatmak, din ve vicdan hürriyetini sağlamak, milletin tarikatlerin, cemaatlerin elinde oyuncak olmasını engellemek.
Yani FETÖ benzeri organizasyonların oluşmasına imkan sağlamamak.
Diyanet'in son yıllarda bu görevini yapıp yapmadığını anlamak için Diyanet İşleri başkanlarının Fetullah Gülen'le ilgili geçmişte yaptıkları açıklamalara bakmak yeterli.
"Kandırıldık" deyip işin içinden sıyrılabilirler.
Biz de inanmış gibi yaparız.
Ama dün, 30 Ağustos'ta okuttukları Cuma Hutbesi'nde "Kurucuları" Mustafa Kemal Atatürk'ün adını dahi anmamalarındaki ayıptan sıyrılamazlar kolay kolay.