İstanbul'a hayırlı olsun

3. Havalimanı açıldı. Hayırlı, uğurlu olsun. Az emeğim yok yapımında. Ben demiyorum, okurlar diyor. “En azından gaz verdiniz” diyerek. Adını “İstanbul” koydular. Tartışmaları en aza...

3. Havalimanı açıldı.

Hayırlı, uğurlu olsun.

Az emeğim yok yapımında.

Ben demiyorum, okurlar diyor.

“En azından gaz verdiniz” diyerek.

Adını “İstanbul” koydular.

Tartışmaları en aza indirecek bir seçim.

Şimdilik 90 milyon yolcuya hizmet verecek.

Peyderpey 200 milyona ulaşacak.

10 yıl içinde.

Doğru yöntem.

Gereksiz bir masraf olacaktı tek seferde 150 milyonluk havalimanı.

Boşa inşa edilecek, boşa ısıtılacak, boşa soğutulacak, boşa temizlenecek, boşu bakım yapılacaktı.

Böylesi daha iyi.

Terkedilen terminal ise yıllar önce önerdiğimiz gibi “Fuar alanı” olarak değerlendirilecekmiş.

O da yerinde bir düşünce.

Bir ara “Şehir müzesi” diye düşünüldüğünü biliyorum.

Müze olmak için fazla büyük, fazla yüksek, fazla aydınlıktı.

İstanbul Havalimanı memlekete yarar sağlar inşallah.

***

Neci olduğu değil ne yaptığı önemli

İstanbul Erkek Lisesi’nde bir öğretmen İzmir Marşı söylemek istediler diye öğrencileri tokatlayınca hep bir ağızdan tepki gösterdik ya...

Sağ olsun Nagehan Alçı hemen araştırmacı gazetecilik yapmış.

Sormuş, soruşturmuş, velileri aramış ve müthiş gerçeğe ulaşmış.

Öğrencileri tokatlayan öğretmen “Kemalistmiş”.

İngilizcesini söyleyeyim önce, “So What!”

Türkçesi daha anlaşılır aslında.

“Eeeeee”

Bu durumda ne yapmamız gerekiyor?

Kendisini Atatürkçü ya da muhalif olarak tanımlayanlar susup oturacak mı?

Hatta “Eline sağlık iki tane de bizim için çaksaydın" mı diyecek?

Kendisini "İslamcı" ya da "iktidar destekçisi" olarak tanımlayanlar da “Aaa, ne ayıp! Bakın İzmir Marşı’na gıcık olanlar sadece biz değilmişiz. Bu CEHAPE zihniyeti zaten dayakçıdır” mı diyecek?

Böyle bir beklentiyi karşılamak için mi yapıldı bu derin araştırma?

Biz bu öğretmeni eleştirirken hangi düşünceden, hangi siyasi fikirden olduğunu hiç ama hiç merak etmedik.

Aklımızın köşesinden bile geçmedi “neci” olduğunu merak etmek.

Çünkü ben birinin “neci” olduğuna değil, “ne yaptığına" bakarım.

Fikirlere, düşüncelere, yaşam tarzlarına, inançlara, bireysel isteklere karşı değilse istediği fikirden olabilir.

Yeter ki suç olmasın, yeter ki, teröre destek mahiyetinde olmasın.

Bu yüzden de bu dayakçı öğretmenin ne fikri ne zikri beni hiç ama hiç ilgilendirmiyor.

Hangi görüşten olursa olsun, yaptığı suçtur. Eğitimcilikle uzaktan yakından bağdaşır tarafı olamaz eyleminin.

Nagehan Hanım Allah bağışlasın iki çocuk annesi.

Yarın öbür gün okulda bir öğretmeninden dayak yerse, ki inşallah böyle bir şey olmaz, ne yapacak?

Öğretmenin fikrini mi araştıracak.

Eğer iktidar yanlısı ise “İyi yapmış” deyip geçecek mi, yoksa kıyameti mi koparacak?

Unutmadan son bir şey daha söyleyeyim.

O öğretmen kendisini "Kemalist" olarak tanımlayabilir.

"Gardırop Kemalisti" de olabilir.

Ama gerçekten Atatürk’e saygı duyan ve yolundan giden birinin bir öğrenci dövmesi mümkün değil.

Çocuklara 23 Nisan’ı, gençlere 19 Mayıs’ı armağan eden bu büyük liderin çocuklara verdiği değeri bilen biri eğer gerçekten onun izinden gidiyorsa çocuklara değil tokat, fiske bile vurmaz.


***

Bırakmak çok kolaymış

Avrupa’nın hiç tartışmasız en başarılı ve yine hiç tartışmasız en güçlü lideri Angela Merkel, iki ay sonra yapılacak parti kongresinde partisinin genel başkanlığına aday olmayacağını açıkladı.

Bütün Avrupa peş peşe krizlerle boğuşurken Almanya’yı bunların dışında tutmayı başaran, Almanya’yı Avrupa’nın açık ara ekonomik lideri haline getiren, ekonomik başarısını ülkesinin siyasi gücünü arttırarak taçlandıran, ülkesini sürekli reel olarak büyüten bu kadın lider bırakıyor.

Hem de 64 yaşında.

Ve o bıraktı diye Avrupa’nın para birimi avro değer kaybediyor.

O kadar önemli iken ve muhtemelen en az bir 10 yıl daha ülkesini yönetecek gücü varken.

Bizde ise bırakın başarılı bir lider olarak ülkeyi yönetmiş olmayı, tek bir seçim dahi kazanamayan, hiçbir başarısı olmayan, parti içi oyunlarla yerini koruyan ve iktidar olma hayali bile göremeyen politikacılar bırakmayı düşünmek bir yana, bırakmamak için kendilerini rezil etmeyi göze alıyorlar.

O nedenle orası Almanya oluyor, burası ise hayal ettiğimiz ülke olamıyor!


***

Başlarım gazeteciliğinize

Dün DHA’dan bir görüntülü haber geçtiler. (Herhalde Demirören Haber Ajansı olmalı.)

Bir Anadolu kentinde kamyonla büyükbaş hayvan taşıyorlar.

İneklerin arasına bir de çoban köpeği koymuşlar.

Köpeği de kamyon kasasına bağlamışlar.

Köpek bir ara kasadan dışarı atlıyor ve boynundaki ipten kamyon kasasına asılı kalıyor.

Boğuldu boğulacak.

Epey bir uğraştıktan sonra patileri ile kasayı tırmalaya tırmalaya yeniden kasaya tırmanıyor.

Tam anlamıyla "boğularak ölüm"den dönüyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bana katlanan herkese teşekkürler 16 Mayıs 2023 | 431 Okunma İçimizdeki İrlandalılar 12 Mayıs 2023 | 693 Okunma Dünün güneşi, bugünün çamaşırı 11 Mayıs 2023 | 1.200 Okunma Bozburun'da işlem tamam 10 Mayıs 2023 | 623 Okunma Rant deyince dingildeyenler 09 Mayıs 2023 | 818 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar