Nankörlük
Gördüğüm manzara şudur: Kimsenin hiçbir şeyden ders aldığı yok. Tam aksine herkes kendinden başka her şeyi suçluyor.
İktidar partisinde İstanbul “Yerel” hezimeti sonrası, faturayı kendine kesemeyen “Sorumlular” seçmene hakarete başladılar.
Özeleştiridense, seçmen eleştirisi daha kolay çünkü.
En genel suçlama ise “Seçmen nankör”.
Onca hizmet yapılmış, duble, triple yollar, alttan yollar, üstten yollar, köprüler, bir daha köprüler, havalimanları, her şey ama her şey yapılmış ama buna rağmen “Nankör seçmen” İmamoğlu’na oy vermiş.
Verilecek türlü, uzun yanıt var da bu “Nankör” eleştirisine biz kısasından özünden gidelim.
Demokrasi dediğin sistem, seçimle gelip seçimle gitmek dediğin mesele zaten bu “Nankörlük üzerine inşa edilmiştir”.
Yaparsın, yaparsın, yaparsın. Memnun edersin, edersin, edersin.
Yapamamaya başladığın, memnun ve mutlu edememeye başladığın anda da gidersin.
Böyledir bu iş.
Buna nankörlük demek de demokrasiden nasibini almamaktır ancak.
İki köprü, üç baraj, bir havalimanı yaptın diye sittin sene kalmak mı zannedersin demokrasiyi.
O zaman Demirel’in günahı neydi?