S-400'lerin altındaki anlam
ÜRKİYE’nin orta vadede Batılı ülkelerin müdahalesiyle karşılaşabileceğini yazdım dün. Katılanlar oldu, katılmayanlar oldu. “15 Temmuz’da onlara günlerini gösterdik, yine...
ÜRKİYE’nin orta vadede Batılı ülkelerin müdahalesiyle karşılaşabileceğini yazdım dün.
Katılanlar oldu, katılmayanlar oldu.
“15 Temmuz’da onlara günlerini gösterdik, yine gösteririz” diyenler oldu.
Bu ülke elbette herkese gününü gösterebilir de, önemli olan Basra’yı harap etmemek değil mi?
“Niye o hale gelelim?” desem yanlış anlaşılır.
En iyisi demeyeyim.
Benim dikkat çekmek istediğim konu başka aslında.
Türkiye, hava savunma sistemi satın almak için birkaç yıldır uğraşıyor.
Nereden alıyoruz bu sistemleri?
Önce Çin gündeme geldi.
2 yıl Çin’den gelecek sistemleri konuştuk.
Sonra olmadı.
Sonrasında Rusya’ya döndük ve S-400’ler için anlaştı.
Cumhurbaşkanı’nın uçaktaki sözlerinden anlıyoruz ki kaparoyu bile ödemişiz.
Yani işlem tamam.
Peki bu size neyi anlatıyor? Çin veya Rusya?
Hava savunma sistemlerinin NATO değil de NATO ve Batı sistemi dışında iki ülkeden alınmasının anlamı açık.
Türkiye hava sahasına yönelik tehdidin Doğu’dan değil Batı’dan geleceğini hesaplıyor olmalı ki, savunma sisteminde böyle bir alıma gidiyor.
Hava savunma sistemi alımını böyle okumakta fayda var.
Görülen o ki, Türkiye “makas değiştirme” konusunda oldukça ciddi.
Ancak hızlı giden trene makas değiştirmenin riskleri konusunda usta makinistlerden fikir almakta fayda olabilir.