Siyasette ısıl işlem
DÜN İzmir’in kurtuluşuydu. Mustafa Kemal Atatürk’ün kokusunun bir daha çıkmamak üzere İzmir’e sindiği günün yıldönümüydü. İlk kurşunun ve son kurşunun...
DÜN İzmir’in kurtuluşuydu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kokusunun bir daha çıkmamak üzere İzmir’e sindiği günün yıldönümüydü.
İlk kurşunun ve son kurşunun atıldığı yerde, herkesin, her partinin, her ideolojinin katılımıyla kurtuluş kutlanıyordu.
Ve Türkiye’nin bölünmüşlüğü oraya da yansıdı.
Kutlamalar sırasında bir grup “Atatürk” diye bağırırken, bir diğer grup“Erdoğan” diye bağırdı.
Elbette herkes sevdiğinin adını bağırmakta özgür ama İzmir’in kurtuluş törenleri ne alaka?
Allah muhafaza, bir olay çıksa, durduk yerde güzelim gün rezil olacak.
Acaba dedim kendi kendime “metal yorgunluğu”ndan mı?
Bilirsiniz belki, metalleri güçlendirmek için “ısıl işlem”den geçirirler.
Mesela demire önce dövülerek veya preslenerek şekil verilir.
Sonra yüksek ısıya maruz bırakılır.
Demir kızarır, kor gibi olur.
Sonra bir kimyasala ya da suya batırılır.
Metalde bir sorun varsa bu işlem esnasında ortaya çıkar.
Ya kırılır, çatlar, patlar, dökülür alırsın yeniden eritir, yeniden döver, yeniden şekillendirirsin.
Ya da ısıl işlemden sapasağlam çıkar, aldığı form moleküllerine işler, sertleşip sapasağlam olur.
Acaba AK Parti yönetimi, tabanının sağlamlığını ölçmek ve daha da sağlamlaştırmak için bir ısıl işlemden mi geçirmek istiyor?