Sonra kalkıp METÖ demeyin sakın
TARİKATLARIN ve cemaatlerin devlete yerleşmesi meselesi Türkiye’nin yeni bir sorunu değil. Fethullah Gülen Cemaati ile bunun acılarını en ağır biçimde yaşadık ve belli ki daha da yaşayacağız. Şimdilerde...
TARİKATLARIN ve cemaatlerin devlete yerleşmesi meselesi Türkiye’nin yeni bir sorunu değil.
Fethullah Gülen Cemaati ile bunun acılarını en ağır biçimde yaşadık ve belli ki daha da yaşayacağız.
Şimdilerde en çok konuşulan tarikat Menzil.
Bu tarikat mensuplarının bazı bakanlıklarda çok yoğun kadrolaştığı konuşuluyor ki, bu da aslında yeni değil.
Bundan yıllar önce AK Parti hükümetlerinde görevli bir bakanla Ankara’da resmi konutunda sohbet ediyorduk.
Şu anda aktif siyasetin içinde olmayan çok güçlü bir isimdi.
Yeni bir kabine revizyonu yapılmış ve çok başarılı görünen bir bakan, görevden alınmıştı.
AK Parti’nin çok güçlü ismi olan o bakana, “Gayet başarılıydı. Niye bakanlıktan alındı?” diye sormuştum.
Bildik tedirgin yüz ifadesini takınmış, “Bakanlıkta sadece kendi tarikatına yer açtığı için Sayın Başbakan çok kızdı. Bir-iki uyardı, ama sonunda görevden aldı” demişti.
“O tarikat Menzil mi?” diye sormam üzerine de başıyla onaylamıştı.
15 Temmuz’un sonrasında da Menzil tarikatının FETÖ’den boşalan “münhal kadrolara” yerleşme çabası içine girdiği konuşuluyordu ve Teke Tek’te konuk ettiğim bir Başbakan Yardımcısı’na bunu sormuştum.
Yanıtı, “Biz de duyuyoruz. Bundan sonra aynı hataya düşmeyiz”olmuştu.
Ancak tarikatlar söz konusu olunca galiba aynı suda iki kere yıkanmak mümkün oluyor.