Yüzdeler dış politikası
YANIBAŞIMIZDA, Suriye’de olan bitenler dünya siyaset ve savaş tarihine“eşsiz” bir vaka olarak kaydedilecek kuşkusuz. Kimin ne yaptığının bu kadar bilinmediği, kimin ne yaptığını bu kadar bilmediği...
YANIBAŞIMIZDA, Suriye’de olan bitenler dünya siyaset ve savaş tarihine“eşsiz” bir vaka olarak kaydedilecek kuşkusuz. Kimin ne yaptığının bu kadar bilinmediği, kimin ne yaptığını bu kadar bilmediği başka bir ortam tarih boyunca olmamıştır zannediyorum. Esad rejiminin, muhaliflere “yine” kimyasal silah saldırısı düzenlediği iddia ediliyor.
Esad “Yalan” diyerek Birleşmiş Milletler’i “denetime” çağırıyor.
Kullandı mı, kullanmadı mı?
Acaba başka birileri, Rusya’nın Suriye’de giderek etkin olmasından, İran’ın kendine alan bulmasından rahatsızlık duyarak böyle bir şey mi yaptı “belirsiz”.
Esad’ın yapması da mümkün, diğer senaryo da...
Son 10 yılda AK Parti hükümetlerinin dış politika tutarsızlıklarını çok eleştirdim.
Suriye’deki Batı komplosuna balıklama atlamaları da dahil.
Ancak Suriye’deki “son dönem” politikalarını çok doğru buluyorum.
Keskin bir bıçağın üzerinde, her iki tarafa da düşmeden ve bir taraflarını da kesmeden yürüyorlar.
İlginç bir biçimde “yüzdelere” bölünmüş politik hesapçılıkla pozisyon alıyor Türkiye.
Suriye’de Rusya’yla müttefik miyiz?
Evet...
Ama yüzde 30.
Bu sayede Esad karşıtlığını sürdürebiliyoruz, ABD’nin YPG ile işbirliğini sınırlı tutmasını sağlıyoruz, Rusya’nın Suriye’de tam hegemon olmasını durdurabiliyoruz, ABD ile hâlâ masaya oturabiliyoruz.
Suriye’de İran’la müttefik miyiz?
Evet ama yüzde 20.
Bu sayede Irak merkezi hükümetiyle ilişkilerimizi yeniden başlatabiliyoruz, bu sayede Barzani meselesinde daha sert tavır alabiliyoruz. Bu sayede İsrail’le ilişki düzeyimizi sert açıklamalara rağmen koruyabiliyoruz.
Suriye’de AB ile müttefik miyiz?
Evet ama yüzde 20.
Mülteci akınını keserek AB ile kopma noktasına gelen ilişkilerimizi sürdürebiliyoruz. Almanya’yla yeniden iyi ilişkiler kurabiliyoruz.
Ve bu politika sayesinde yukarıda saydıklarımın tümünün yarın öbür gün birlikte hareket etmeleri olasılığına karşı da kendimizi belirli ölçüde sigorta altına alabiliyoruz.