Artık çaren yok o silahı gömeceksin
HER şeyi denedin. Hendekler açtın. Özyönetim isyanları başlattın. Halkı direnişe çağırdın.Çoluk çocuğu TOMA’ların önüne sürdün.Onlar gaz yerken sen tepelerden, dağlardan...
HER şeyi denedin.
Hendekler açtın. Özyönetim isyanları başlattın. Halkı direnişe çağırdın.
Çoluk çocuğu TOMA’ların önüne sürdün.
Onlar gaz yerken sen tepelerden, dağlardan seyrettin. Ama bitti... Olmadı...
Olmadı, çünkü halk sana iki şey söyledi:
1) 7 HAZİRAN MESAJI
Halk açıkça dedi ki:
“Ben hendeklere değil sandıklara gidiyorum... HDP’yi büyük bir destekle Meclis’e gönderiyorum. Çözüm Süreci’ni, barışı, sivil bir anayasayı yapsın diye.”
Ama sen bunu istemedin. İlle de “hendek” dedin. “Dağ” dedin, “pusu” dedin. Alçakça saldırdın...
Niye?
Çünkü demokratik talepler Meclis’te karşılığını bulursa, senin dağda bir önemin kalmayacaktı.
Saldırdın.
2) 1 KASIM MESAJI
Halk senin bu “hendek” taktiğini anladı... Ve 1 Kasım’da açtığın hendeği sandığa gömdü.
Şimdi istediğin kadar saldır... Eylemsizlik kararını kaldır...
Pusu kur... Ama halkı sokağa dökemeyeceksin...
Özyönetim özünde çöktü...
Şimdi tek çare var...
O silahları gömeceksin...
HDP seçilmiş milletvekilleriyle Türkiye’nin sivil anayasasına katkı yapacak...
Demokrasi kazanacak...
Çünkü çare kardeşlikte...
7 Haziran’da halkın mesajını iyi okuyup bir cesaret göstererek terörle arasına mesafe koymayan HDP bu yanlışı 1 Kasım sonrasında da yaparsa Türkiye partisi olma iddiasını tümüyle kaybedecek.
İşte o yüzden çare ‘sivil anayasa’da, demokrasi ve kardeşlikte...
İKİ PARTİLİ SİSTEME DOĞRU
Bu seçim sonuçları bir konuyu gündeme getirdi:
Etnik kimlik üzerinden, ırk üzerinden siyaset çöktü. Millet, ırk milliyetçiliğini reddetti...