Bu silahların verileceği o havaalanından belliydi
TRUMP’ın YPG’ye ağır silahlar vermesi, öyle anlık bir karar değildir.Arkasında derin ittifaklar, köklü menfaatler ve planlar var. Yani öyle Türkiye’nin, “Yapma” demesiyle değişecek gibi...
TRUMP’ın YPG’ye ağır silahlar vermesi, öyle anlık bir karar değildir.
Arkasında derin ittifaklar, köklü menfaatler ve planlar var.
Yani öyle Türkiye’nin, “Yapma” demesiyle değişecek gibi görünmüyor.
Çünkü plan Trump’tan aylar önce yapılmış, uygulamaya konulmuş.
Bunun açık ispatı silahların getirildiği o havaalanının açılış tarihidir.
İşte alt alta yazıyorum.
1) ABD çıkarları ile İsrail çıkarları Suriye’nin kuzeyinde bir ‘Kürt otonom bölgesi’üzerinde açıktan örtüşüyor.
2) İsrail, İran’a karşı bölgede böyle bir ‘tampon bölge’ ya da ‘kendisine bağlı askeri yerel güç’ istiyor. Barzani’den sonra...
3) Nitekim daha 10 gün önce İsrail bunu resmi olarak ilan etti. Hatta Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devletini tanıyacağını duyurdu. İsrail’in Vatikan Büyükelçisi Sahyoun Afrudi, aynen şöyle dedi:
“İsrail, bağımsız bir Kürdistan’ın Kürtlerin doğal hakkı olduğunu düşünüyor.”
4) Trump’ın, damadı Jared Kushner’i başdanışmanı olarak Ortadoğu’ya tayin etmesi Yahudi lobisi açısından önemlidir.�Kushner, Suriye’nin kuzeyinde YPG’yi ziyaret etti.
5) ABD için öncelikli iki konu var. Güvenlik ve petrol coğrafyası.
Beyaz Saray, DAEŞ’e karşı savaşta Amerikan askerlerinin risk almasını istemiyor. Amerikan askerlerinin tabutlar içinde şehirlerine dönmesinin yarattığı siyasi kriz hâlâ hafızalarda. Bunun yerine, kendisine bağlı yerel güç olarak Kürtleri öne çıkarıyor. Tıpkı İsrail gibi...
6) Buna karşılık Kürtler de Irak’ta olduğu gibi YPG adı altında bir otonom bölge ya da devletin pazarlığını yapıyor.
İsrail’in tanıyacağı böyle bir yapıya, ABD’nin ağır silahlar vermesi rastlantı değildir.
7) Petrol önceliği açısından bakarsanız, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un dünyanın en büyük petrol devi Exon Mobil’in eski CEO’su olduğunu söylemek sanırım yeterli.