Kampsız mürit
GİDEREK kampların esaretine kapılan bir zihin haritamız oluşuyor... Birbirimizi anlamaya çalışarak değil, damgalayarak, yaftalayarak tanımlamaya başladık. Mesela ben..."Başkanlık sistemini desteklediğimi...
GİDEREK kampların esaretine kapılan bir zihin haritamız oluşuyor...
Birbirimizi anlamaya çalışarak değil, damgalayarak, yaftalayarak tanımlamaya başladık. Mesela ben...
"Başkanlık sistemini desteklediğimi açıklıyorum. Hatta şehirleri atanmış valiler değil, seçilmiş belediye başkanları ve meclisleri yönetsin" diyorum...
Hemen bir koro başlıyor:
"Tayyipçi... Saraycı... Yandaş..."
Bunu söyleyenlere şu cevabı versen de duyulmuyor:
"Bak kardeşim, sen daha doğmadan önce de ben rahmetli Özal başkanlık sistemini önerdiğinde yine desteklemiştim. O zaman Türkiye'nin bu yolla önünün açılacağına inanıyordum. Hâlâ inanıyorum. Bu benim şahsi fikrim..."
Ama Hayır! Sizin şahsi fikriniz olamaz. Mutlak "birinin müridi" olmalısınız...
MESELA BEN...