Kan üstünde yeraltı savaşı
SON üç gündür dünya ajanslarından gelen bazı kritik haberleri birleştirerek bir yoruma gidiyorum. Sayısız örnekler görüyoruz. Devletlerin bilek güreşi... Dün yine bölge açısından iki keskin...
SON üç gündür dünya ajanslarından gelen bazı kritik haberleri birleştirerek bir yoruma gidiyorum.
Sayısız örnekler görüyoruz. Devletlerin bilek güreşi...
Dün yine bölge açısından iki keskin haber geldi.
1) İran yönetimi Tahran büyükelçimizi çağırıp ‘uyardı’!!!
2) İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri’nin Türkiye’ye yapacağı ziyaret son anda iptal edildi.
Tavır alıyorlar. Geriyorlar.
Halep-Musul hattında İran’la yüksek gerilim var.
Biz, Halep merkez olmak üzere İran’ın çok ciddi şekilde mezhepçilik yaptığını söylüyoruz.
İran’ı suçluyoruz. Avrupa yine öyle, suçluyor.
İran, Fırat Kalkanı ve Başika’daki askeri varlığımız üzerinden, Esad’ı ve Bağdat’ı destekleyerek bize yükleniyor.
Bu şekilde PYD ve PKK’ya yol verdiğini de biliyoruz.
Yani tam bir, ‘yeraltı savaşı’ yaşanıyor. Bel altı vuruluyor.
Diplomatik olarak sınırlarda gezen bir savaştır bu.
Kan üstünde yapılmaktadır.
Arenası çoluk çocuk, masum insan bedenidir.
Biz, teröre karşı sınır ötesinde güvenli bir bölge için asker gönderdik. Oradayız.
İran Esad’la anlaştı. Rejim destekçisi olarak asker gönderdi.
Bir de üstüne Haşdi Şabi üzerinden, ‘yeraltı gücü’ oluşturdu...
İran bu milisin sözcüsüyle Türkiye’yi açıktan tehdit etti.
Rusya onlarca yıllık hayali olan ‘sıcak denizlere inme’ adına, Esad’ı koruması altına aldı.
Ve iki önemli deniz üssünü, sonsuza kadar işgal etme hakkına imza attı.
ABD, kantonlardan oluşan ve kendisine bağlı bir Kürt kara gücünü organize ediyor.
Esad, ayakta kalabilmek için hem ABD’ye hem Rusya’ya dilediklerini verdi.
Yani...