Son fıkrayı o anlatmıştı: 'Şimdi fıkra sırası bende'
Güle güle Sayın Başbakanım...
ANAP’ın en tartışmalı günleriydi.
Ara seçimler yapılacaktı...
Genel Başkan ve Başbakan Yıldırım Akbulut neredeyse iki ateş arasında kalmıştı...
Muhalefet de parti içi muhalefet de kaybetmesini bekliyordu.
Eğer kaybederse parti içi muhalefet, genel başkanlıktan düşürmeyi planlıyor...
Muhalefet de kaybedince genel seçimlere gitmeyi hedefliyordu.
Akbulut, sakin cevaplarıyla tanınırdı.
Kolay kolay sinirlenmezdi.
İşte o günlerde bir “Fıkra furyası” başlatılmıştı. “Akbulut fıkraları...”
Her gün bir fıkra. Bir köşe yazarında, bir gazetede, bir haberde, kulislerde “Akbulut fıkra”ları eksilmiyordu.
Dünyada ne kadar fıkra varsa, Akbulut’a göre uyarlanıyordu.
Seçim meydanlarında, afişlerde Akbulut fıkraları.
Amaç Yıldırım Akbulut’u seçmen gözünde çaresizleştirmekti...
Hürriyet’in Ankara temsilcisiydim.
Hem rahmetli Özal’la hem de rahmetli Akbulut’la sık sık görüşüyordum.
Özal, Akbulut aleyhinde tek kelime etmiyordu.
Akbulut da yağmur gibi yağan bu fıkralara karşı susmakla yetiniyordu...
Birkaç kez Yıldırım Bey’e, “Sayın Başbakanım bu fıkralara...