Finansal İstikrar Raporu'nda ilginç noktalar
Hafta başında haziran ayına ait imalat sanayi kapasite kullanım oranı ve reel sektör güven endeksi verileri açıklandı. Bir yıl öncesinin aynı ayları ile karşılaştırıldığında durum...
Hafta başında haziran ayına ait imalat sanayi kapasite kullanım oranı ve reel sektör güven endeksi verileri açıklandı. Bir yıl öncesinin aynı ayları ile karşılaştırıldığında durum şu: Hem kapasite kullanım oranı hem de güven endeksinin ‘genel gidişat’a ilişkin güven göstergesi son üç aydır azalıyor. Reel kesim endeksinin kendisi ise haziran ayında yüzde 6.9 oranında düştü. Beklenmedik bir durum değil; çoğu gözlemcinin yaptığı gibi bu köşede de yapılan uyarılar paralelinde bir gelişme. Sonuçta bir süre potansiyelinizin üzerinde büyüyebilirsiniz ama o büyüme kalıcı olmaz; potansiyeliniz izin vermez çünkü. Bir de çevre koşulları aleyhinize dönerse (mesela yurtdışında faizler yükselirse) potansiyelin üzerinde kaldığınız süre kısalır. Ama potansiyelin üzerinde kalmakta ısrar ettikçe, başka sorunlar oluşur ve giderek ağırlaşır: Mesela Türkiye’de son yıllarda olduğu gibi şirketlerin dış borcu enfl asyon yükselir, faizlere yukarıya doğru baskı oluşur. Merkez Bankası, seçim hayhuyu arasında gürültüye giden Finansal İstikrar Raporu’nu mayıs ayı içinde açıkladı. Güzel bir rapor. Hem finans sektörü açısından hem de finans sektörünün ilişki içinde olduğu hanehalkı, finansal olmayan şirketler ve yurtdışı açısından yararlı bilgiler ve analizler var raporda. Finans sektörü, likidite riski ve kârlılık açısından değerlendirildiğinde sağlam görünüyor. Kredi riski açısından bakıldığında geri dönmeyen kredi oranları düşük düzeylerde. Önemli bulduğum diğer noktaları da sizlerle paylaşmak istiyorum. Rapor, kamuoyunda da tartışılan kredi yeniden yapılandırılmalarının önemli bir riskten kaynaklanmadığı saptamasına yer veriyo...