Kutsal meslekler geçidi
Türkiye Gazetesi Yazarı Fatih Selek'in bugünkü (11.07.2022)''Kutsal meslekler geçidi'' başlıklı yazısı.
Türkiye'deki temel problemlerden biri, bazı kesimlerin kendisini üstün ve ayrıcalıklı görmesidir.
Net bir sınıfsal nepotizm var bu ülkede.
Siyasetçisi, bürokratı, diplomatı, askeri, hâkimi, savcısı, doktoru, gazetecisi...
Halk bilmez biz biliriz, diyorlar. Memleketin aydınlığını kendileriyle kaim zannediyorlar.
Kibir dağlarının tepesinden "cahilleeeer" diye höykürüyor; kendisi gibi düşünmeyenleri, kendisi gibi yaşamayanları, kendisi gibi giyinmeyenleri ötekileştiriyor, başkalarının tercihini tercihten saymıyorlar.
-"Biz ameliyat yapıyor, insan yaşatıyoruz" diye böbürleniyor hekimi. Ama "cahil" diye hakir gördüğü Ayşe Teyze'nin yaptığı peynir, topladığı zeytin, ektiği soğan olmasa yaşamalarının mümkün olamayacağını düşünmüyor o kişiler.
-İçinde bulunduğu toplumun değerlerinden çok uzakta yaşıyor sanatçısı. Ama kendini hayat damarı ve insanlık meşalesi gibi görüyor.
-Akıl sata sata "akıl gurusu"na dönüşüyor gazetecisi. Toplumdan bir adım önde gitmeyi vazife edinmiş ya! Bu uğurda her türlü marjinalliği mübah görüyor. "Haber kutsal, yorum hürdür" diyerek dokunulmazlık atfediyor. Affedersiniz de yalan haber yazıyorsan niye kutsal olsun?
-Musallada generali er kişi niyetine uğurlanmak garipseniyor. 15 Temmuz'da alçak bir darbeci "Bize rütbemize uygun biri kelepçe taksın" deyivermişti. Haini bile böyle gerisini düşünün gerisini...
Oysa hepimiz bu ülkenin parçasıyız. Kimi canını koyuyor ortaya, kimi ömrünü...
Kimi kalemiyle hizmet ediyor kimi malasıyla kimi yollarda direksiyon sallayarak, kimi insanları savunarak...
Elma ile elmasın değeri bir değildir, işleyen eller birdir.