Vatan'dan geriye ne kaldı?
Yazılı basından bir yaprak daha düştü. Habertürk'ün ardından Vatan gazetesi de kepenk kapattı. Vatan, esasında bir operasyon gazetesi olarak doğmuştu. Şöyle ki... 2002...
Yazılı basından bir yaprak daha düştü.
Habertürk'ün ardından Vatan gazetesi de kepenk kapattı.
Vatan, esasında bir operasyon gazetesi olarak doğmuştu.
Şöyle ki...
2002 yılıydı. Sabah'ın patronu Dinç Bilgin zor durumdaydı.
90'lı yılların kudretli isimlerinden, Dinç Bilgin'in sağ kolu Zafer Mutlu, yol arkadaşına hayatının kazığını attı.
Sabah'ı çıkaran kaymak takımını yanına alıp gitti.
Başyazarından, grafikerine kadar kimseyi bırakmadı.
Sabah'tan götürdüğü kadro ile Vatan'ı kurdu.
Gazetenin tanıtımı için büyük reklamlar yaptı.
Vatan'ın güya patronu yoktu.
"Gazeteyi gazeteciler çıkarıyordu."
Şirketin ismini bu yüzden "Bağımsız Gazeteciler Yayıncılık AŞ" diye koydu.
Vatancılar, ilk gün manşetten Necmettin Erbakan'a vurdular.
Ertesi günler hedeflerinde İhlas Holding vardı.
Bilgin'in cephaneliğinden aparılan 'kurşun kalemler', İhlas'a doğru ateş ediyordu.
Günlerce tezviratta bulundular.
Gazeteyi çıkaran gazetecilerdi. Doğru! Ancak perde arkasında Aydın Doğan vardı.
Ama onlar tarafsızlık vurgusu yapıyor "Taraflı gazetelerin yan etkilerinden korur" reklamları hazırlıyorlardı.
Doğan, Vatan'ı yıllarca fonladı; borç, dağ gibi birikince de 'fondipledi'.
100 milyon dolarlık gazeteyi, 2007 yılında 18 milyon dolara kelepir fiyatına aldı.
Tabii Vatan, Doğan'a da yâr olmadı.
Aydın Bey, "Medyada küçülmeye gidiyoruz" diyerek Vatan'ı Milliyet'le birlikte 2011'de Demirören-Karacan ortaklığına sattı.
Baba mirası Milliyet'i 32 yıl sonra geri alan Ali Naci Karacan'ın çocukları, birkaç ay sonra bütün hisselerini Demirören Grubuna devretti.
Vatan, o gün bugündür uzatmaları oynuyordu.
Muhabiri de kalmamıştı yazarı da. İlan da alamıyordu.
Nihayetinde geçen hafta kapısına kilidi vurdu.
16 yıllık macera böylece bitti.
Geride ne Zafer Mutlu kaldı ne Dinç Bilgin ne de Aydın Doğan.
Basında kurucu yazar kadrosundan bile -Haşmet Babaoğlu dışında- kimse yok.
Hepsi de silinip gitti.
Gazeteci taraftır
Vatan'ın son sayısında bir yazarı şöyle dedi:
"Yeni düzene uyum sağlamakta zorlandık. Tarafsızlık gazeteciliğin olmazsa olmazıyken başka bir Türkiye şekillendi gitgide. Taraf olmayan bertaraf olurdu. Bizim de maceramız buraya kadarmış."
Oysa tarafsızlık diye bir şey yoktur. Gazetecilik taraf olmak demektir. Türk basınında tarafsızlık hiçbir zaman olmadı. Olmaz da...
Bunu aslında en iyi yazarın kendisi biliyor. Kapanan Vatan'ın ve Habertürk'ün problemi tarafsızlık değil, hâkim ideoloji eksikliğidir.
Cumhuriyet'e kim sahip çıkar?
Cumhuriyet gazetesi, ekonomik darboğazdan kurtulmak için bağış kampanyası başlattı.
Perinçek'in gazetesi Aydınlık da "İki al, bir okut" diye çağrıda bulunuyor. Aydınlık'ın fikri zikri belli.
Ya Cumhuriyet?
Okurlarını Kuvayımilliye bilinciyle yardımda bulunmaya çağıran Cumhuriyetçiler, bağışların şeffaf olarak internet sitesinden duyurulacağını açıkladı.
Listeler yayınlansa da Cumhuriyet kimin gazetesiymiş bir görsek...
Kemalistlerin mi, PKK'lıların mı, marjinal solcuların mı?
Sandalet diplomasisi!
Devletler arası ilişkilerde müzakereler farklı yöntemlerle yapılır.
Diplomatlar özel uçaklarla gelip gider ve haber taşır. Buna "mekik diplomasisi" derler.
Liderler telefonla görüşür. Buna "telefon diplomasisi" derler.
Kimseye bir şey çaktırmadan el altından iletişime geçerler. Buna "sesiz diplomasi" derler.
Müzakere masasına çekmek için savaş gemisi yollar, gözdağı verirler. Buna "hücumbot diplomasisi" derler.
Resepsiyona Romalı kıyafetiyle katılan Uganda Büyükelçisi Ayşe Sedef Yavuzalp de yeni bir tarz bulmuş. Sandalet diplomasisi!
Allah akıl, fikir, izan versin.
CHP'nin Temel'i
25 Kasım 2024 | 201 Okunma
Ağızlarındaki baklayı çıkardılar!
11 Kasım 2024 | 333 Okunma
Devlet sıkıştığı yerde...
04 Kasım 2024 | 109 Okunma
Haberin niteliği eşittir ülkenin kalitesi
28 Ekim 2024 | 100 Okunma
Güven bunalımı yaşıyoruz
21 Ekim 2024 | 204 Okunma
TÜM YAZILARI