Babaannem ile yemeğe gittik...Tefrika roman: Bölüm 3
Babaannem ile onun isteği doğrultusunda köşe başındaki ev yemekleri satan kadına bamya yemeye gittik. “Ben bir koşu alıp geleyim” dedim, ama kabul etmedi. “Ne gerek var. Döküntü olmasın, hem belki birini...
Babaannem ile onun isteği doğrultusunda köşe başındaki ev yemekleri satan kadına bamya yemeye gittik. “Ben bir koşu alıp geleyim” dedim, ama kabul etmedi. “Ne gerek var. Döküntü olmasın, hem belki birini görürüz” dedi. Kimi görecekse. “Bütün arkadaşlar oraya takılıyor” dedi. Üzerine bir de vurgu yaptı. “Bütün yalnız yaşayan arkadaşlarım” diye. Bu konuda haksız, annem vakti zamanında altlı üstü yaşayalım çok istemişti de babaannem “Bütün gün bana çocuklarınızı baktıracaksınız” diye üç apartman ilerideki daireyi gözüne kestirmişti. Esasında istesek dedemden kalan toprakların parası ile bütün aile bir apartmanda buluşabilirdik. Ama babaannem ile halam “Siz her zaman bana yemek yemeye gelirsiniz” diye, yengem de “Kayınvalide ile o kadar dip dibe olmak iyi bir şey değil” diye istemediler. İsteyen bir annemdi, yatılı misafir için seçenek olur diye. Ama herkes bu seçeneği ortadan kaldırmak için “Hayırrrr” dedi. “Yatılı misafirler için semtimizde birbirinden güzel oteller açıldı” diye şen bir kahkaha da savurdular koro halinde.
“Yalnız olmak isteyenleri de yalnızlığı bir tercih olarak ortaya koyanları da unutmadık babaanne” dedim. Sus bakim dilin de pabuç gibi oldu, diye cevap vermesini bekliyorum. Hayır, “Fena olmadı, bak hepimiz özgür olduk” dedi.
Bu özgür olma meselesine babaannem ikinci baharı seyrederken daldı, bir daha da çıkmadı zaten. Evlenme/evlendirme programından bahsediyorum. Babaannemlerin altın günü arkadaşlarının üçü hariç diğerleri şen dul. Şen dul dememin sebebi “Eşim bana mezardan bakıyor, dünyadaki halinden daha iyi bakıyor” diye kahkaha atmaları. Kocalarından kalan emekli maaşlarını kast ediyorlar. Her ay turla ille bir yere gidiyorlar. Türkiye’de gitmedik bir yer bırakmadılar. Tabi bütün bu aktiviteler hayatlarına Evren Hanım’ın karışmasından sonra hız kazandı. Evren Hanım kim? Bir bilsek kim? Babaannemin akranı değil, komşusu değil. Ne zaman nerede tanıştılar? Biz bu kısmı kaçırmışız. Evren Hanım’ı fark ettiğimizde babaannemin neredeyse Evren Hanımsız bir hayatı olmadığını şaşkınlıkla kabullenmek zorunda kaldık.
“İkinci Bahar” dizisinin ve arkasından ikinci bahar adı altındaki evlendirme programının yaşlıları ne kadar etkilediği üzerine kesinlikle bir araştırma yapılmalıydı o dönemde. Artık çok geç. Çünkü yaşlılar ancak içinde yaşarken hatırlıyorlar.
Benim o dönemi bu kadar net hatırlamamın nedeni, babaannemin altın kızlar gurubundan Öznur Hanım’ın “Artık ne hürriyetim kaldı ne ayağımı rahatça uzatıp televizyon seyredecek bir salonum kaldı” diye şikayet etmesiydi. Öznur Hanım’ın ortanca kızı 25 yıl evlilikten sonra boşanmış, 18 yaşındaki kızı ile annesinin yanına yerleşmişti. Ve Öznur Hanım’ın İkinci Bahar programını izlemesiyle torunu fena halde dalga geçiyordu. Facebook hesabından anneannesinin ekrana bakarken resmini paylaşmış “Hey millet, kadınların romantizm arayışına ihtiyarlık bile engel değil” diye yazmıştı.
Öznur Hanım kızı yanına gelmeden önce herkesi kıskandıracak kahkahalar atardı. Ama kızının boşanmasından sonra kahkahalarının yerini dilinden hiç düşmeyen şikayet aldı: “Evime geldiler ve kendi evimde beni sığıntıya çevirdiler!”