“Başka zamanlarda ikamet eden hastalar” mıyız?
I-“Geçmişi deşmeyelim”Hastanenin bahçesi tenha. Oysa dün doluydu. Sanki bir kafeterya gibi işlekti.Önümde bir kadın ve bir adam peyda oldu. Hızlıca yürüyüp onları arkamda bırakabilirdim. Ama nemli...
I-
“Geçmişi deşmeyelim”
Hastanenin bahçesi tenha. Oysa dün doluydu. Sanki bir kafeterya gibi işlekti.
Önümde bir kadın ve bir adam peyda oldu. Hızlıca yürüyüp onları arkamda bırakabilirdim. Ama nemli havada hızlı yürümek pek akıl kârı değil. Sanki onları takip ediyormuşum gibi yürüdüm birkaç adım. Adamın cep telefonu çaldı. Eski Nokia çalışı. Bir telefon ile geçmişe dönülebilir mi? Dönülebilirmiş. Adam telefonunu aradı ceplerinde. Kadın adamı beklemedi. Sonunda adam hem yürüyüp hem telefonunu aramaya devam etti. Kadın sanki kendi eliyle yerleştirmiş gibi “Yeleğinin iç cebinde” dedi. Adam karısının yardımını teşekkürle kabul edip sırtındaki giysinin ceplerine bakmak yerine “Yelek mi var sırtımda!” diye itiraz etti. Kadın sıkışık trafikte stop etmiş otomobil gibi zınk diye durdu. “Rüştü o sırtındakine ne deniyor!?” diye üst perdeden haykırdı. Bu esnada telefon çalmaya devam ediyor. Hay aksi ayakkabımın bağı çözüldü. Tıpkı filmlerdeki takipçiler gibi. Ayakkabısını doğru dürüst bağlayamayanlara dair iki cümle sarf ettiğimden bu yana neredeyse her sokağa çıktığımda ayakkabımın bağları çözülüyor. (Tashih etmeye kalkmayınız lütfen. Ayaklarımın bağı değil...