Bir ibadet olarak kurban kesme
I-Benim çocukluğumun önemli bir kısmı, üç katlı bir evde geçti. Necip Fazıl’ın “Üst kat: elinde tesbih, ağlıyor babaannem” mısralarını hatırlatan üç katlı bir evdi....
I-
Benim çocukluğumun önemli bir kısmı, üç katlı bir evde geçti. Necip Fazıl’ın “Üst kat: elinde tesbih, ağlıyor babaannem” mısralarını hatırlatan üç katlı bir evdi. Üst katta ağlayan, benim babaannem değildi ama ağlardı. Orta katta biz otururduk. Biz dediğim büyükannem, büyükbabam ve ben. Alt katta hayata dair pek bir fikri olmayan, günü kurtarmak üzere yaşayan komşularımız oldu daima. Her birinden bir suskunluk hikâyesi çıkarılabilecek kadar hanelerine kalabalık, sokağa tenha ailelerdi.
Her kurban bayramı öncesi büyükannem, kurbanı hiç olmazsa üç gün önce alması için büyükbabama yalvarırdı. Yalvarışları cevapsız kaldığında, “Hayvan benim kokumu öğrenmezse sıratta beni nasıl tanıyıp da taşıyacak!” diye ağlardı. Hayatı mayalayıp kabartan, kadınların, dini, bir coşku ve his yumağına çevirerek hayata katışları. Kadınlar rasyonelleştikçe, dindarların heyecanı, coşkusu zayıflıyor.