Bir zamanlar okulda...

İlçe minibüslerinin kalktığı yerde gideceği ilçenin minibüsünü aradı. Birkaç kişiye sormayı düşündü, her defasında soracakken vazgeçti. Sanki yabancı olduğu...

İlçe minibüslerinin kalktığı yerde gideceği ilçenin minibüsünü aradı. Birkaç kişiye sormayı düşündü, her defasında soracakken vazgeçti. Sanki yabancı olduğu anlaşılırmış gibi. Yabancı olsa yabancı olmasının anlaşılması ürkütücü bir şey olmazdı. Ama “oralı” olup da oraya yabancı olmak ya da bile isteye yabancı kaldığı hissini uyandırmak daima ürkütücü gelirdi İnci’ye. “İnci, tasada birinci.” İlkokul üçüncü sınıfta, öğretmenleri herkesin sıra arkadaşının isminin geçtiği bir cümle kuracağı, ismin sahibinin de o cümlede kendi ismini işaretleyeceği bir oyun oynatmıştı. Herkes cümlesini tahtaya yazacak, ismi yazılmış olan da tahtada cümlenin ögelerini bulacaktı.

Bütün oyunlar ilk bizim sıradan başlardı. Cam kenarı ilk sırada oturmanın nimet ve külfet dengesi. Koca sınıfta aynı sırada üç kişinin oturduğu tek sıra da bizimkiydi. Beni sık sık öksürük krizi tuttuğu için öğretmenin hemen gözünün önünde olmam gerekiyordu. Neşe’nin annesi yoktu, babası açık gemi kaptanıydı. Bazı günler öğretmen Neşe’yi öğretmenler odasına bile götürürdü. Neşe konuşmazdı, oyun oynamazdı, sadece ağlardı. Neşe’nin ağlamaması için devamlı meşgul edilmesi gerekiyordu. Temize çekilecek kâğıtları “Neşe’nin...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Geçmişte bir gün... 06 Eylül 2024 | 142 Okunma Cenaze selfisi ve yeni insan: Phono Sapiens 30 Ağustos 2024 | 1.392 Okunma Zaruret miktarı bahsine masal sosyolojisi üzerinden giriş denemesi 23 Ağustos 2024 | 198 Okunma “Hepimiz kadınız...” 16 Ağustos 2024 | 115 Okunma Başarıya kör, hikâyeye sağır bir ülkeyiz 09 Ağustos 2024 | 1.494 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar