Bizi ağlatan fakirlerin hikayesi mi, zenginlerin buz kesmiş kalbi mi?
Son bir kaç gündür, dünya zenginlerinin kendilerine layık gördüğü lüks otomobil fiyatları “herkes”in dilinde. Zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor. Yormakla kalmıyor kalbini de kurutuyor....
Son bir kaç gündür, dünya zenginlerinin kendilerine layık gördüğü lüks otomobil fiyatları “herkes”in dilinde. Zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor. Yormakla kalmıyor kalbini de kurutuyor. Metroda, markette, minibüste genç, orta yaşlı beylerin, İsviçre'de “görücü”ye çıkan otomobillere dair yaptıkları muhabbetlere tanık oldum.
Onların, alamadıkları otomobillere dair kurmuş oldukları hevesli cümlelere tanık olurken e postama yardım götürdüğü arabası ile Suriyeli mülteciler tarafından yağmalanmaya çalışılan A.K'nın mektubu düştü. Hayır, yağmacılardan şikayetçi değildi benim gönlü yüce okuyucum. Sitemi, duyarsızlıkları ile mültecileri yağmacı yapacak kadar yoksulluğun pençesinde bırakan “komşu”larınaydı .
A.K'nın mektubunu bugün sizlere sunmak için düzenlerken bir ara ofisin dışına çıktım. Karşımda Gökçe Değirmen. Ayaküstü konuşabildik sadece. Çünkü Gökçe Değirmen'in her zaman olduğu gibi yapılacak çok işi vardı. Organ nakli bekleyen Suriyeli bir çocuğa organ bulunmuştu bu haberle mesut, yapması gerektiğini düşündüğü işlerin yükü ile ağırdı merhamet dolu kalbi.
Şimdi Konya'dan A.K.'nın satırlarını okuyalım birlikte:
Selâmün aleyküm son 6 aydır yogun bir şekilde Suriyeli mülteci kardeşlerimizle ilgileniyoruz. Çok farklı olaylar başımıza geliyor. Mültecilerin yoğun olarak bulundukları yer kentsel dönüşüm yapılan yıkım bölgesi… Bir tarafta dev lüks apartmanlar bir tarafta da (çok özür dilerim) hayvanın ancak yaşayacağı yıkıntı evlerde yaşam mücadelesi veren mülteciler ve bölgenin fakir insanları var. Bu yıkıntılara 300-500 tl de kira ödüyor zavallılar.