“Bu adam, bu kadını anlayamaz!”
I-Yer Süleymaniye. Tam da Mimar Sinan’ın türbesinin önü. Sabah 10.30 suları. Etrafta turlarla gelmiş yerli ve yabancı turistlerin dışında henüz kimse yok.Olanlar derhal dikkatimi çekiyor. Oturduğum bankın...
I-
Yer Süleymaniye. Tam da Mimar Sinan’ın türbesinin önü. Sabah 10.30 suları. Etrafta turlarla gelmiş yerli ve yabancı turistlerin dışında henüz kimse yok.
Olanlar derhal dikkatimi çekiyor. Oturduğum bankın üzerinde, kameranın yakın çekimi gibi, gözümle gönlümle pür dikkat etrafa bakıyorum.
Önümden bir çift geçiyor. Genç kadın çarşaflı, ayağında kendisine en az iki numara küçük gelen terlikler var.
Yanındaki genç adam, muhtemelen eşi olmalı, kısa kollu bir gömlek, kapri pantolon/şort, oldukça kaliteli, basışı ile emniyet veren bir spor ayakkabı giymiş.
Kadın ile erkeğin arasındaki mesafe kadının yetişme çabasına rağmen giderek açılıyor. Mesafenin giderek açılmasını önlemek için çarşaflı genç kadın, ara ara koşar adım düzenine geçiyor.