Eleştirinin öldüğü yerde miyiz?
I-Dijital çağda, gazetelerin bile ölmesi beklenirken dergiler atağa kalktı...Her ay yeni bir dergi çıkıyor piyasaya.Dergilerin, gazetelere göre dönemsel özellikleri daha baskın.Türkiye olarak dergi ve gazetelerle...
I-
Dijital çağda, gazetelerin bile ölmesi beklenirken dergiler atağa kalktı...
Her ay yeni bir dergi çıkıyor piyasaya.
Dergilerin, gazetelere göre dönemsel özellikleri daha baskın.
Türkiye olarak dergi ve gazetelerle tanışmamız 19. yüzyılda gerçekleşiyor.
Günümüzdeki dergi çeşitliliğinin ilk örneğine Meşrutiyet döneminde rastlıyoruz.
Son bir kaç yıldır dergi ortamı tıpkı Meşrutiyet Dönemi'nde olduğu gibi hareketlendi.
Sosyal değişmelerin hızlı olduğu dönemlerde, kişiler birlikte olmak için ocak başı sıcaklığı olarak bir derginin etrafında toplaşıyor.
Gazete sokaktır, dergi ev, kitap ocaktır.
Gazete olaylardan beslenir, dergi fikirlerden. Onun için dergi ve kitap birlikte yol alır. Daha doğrusu kitaplar, özellikle edebi, felsefi kitaplar dergi muhitlerinden çıkar.
Ocağın başında birlikte oturursunuz. Birlikte otururken hem aynı zamanı paylaşırsınız ocağın başındakilerle, hem aynı mekanı. Ocağın başında birisi kitap okumaktadır, birisi dantel örmektedir, birisi oyun oynamaktadır. Ocağın bulunduğu alan, aile bireylerini kendi sıcaklığında bütünleyivermiştir.
II-