Ertuğrul Tekkesi’nde bir kuşluk vakti: Geçmişin gölgesi, geleceğin enerjisi
- I - Zaman ve mekan idrakinde/kullanımında belki de tarihin en baş döndürücü değişimini yaşıyoruz. Değişimin hızlı olduğu dönemlerde kurum ve kuruluşlar, değişende değişmeyenin ruhunu...
- I -
Zaman ve mekan idrakinde/kullanımında belki de tarihin en baş döndürücü değişimini yaşıyoruz. Değişimin hızlı olduğu dönemlerde kurum ve kuruluşlar, değişende değişmeyenin ruhunu yakalama basireti gösterebildikleri, geçmişin tecrübesi ile geleceğin ufuk çizgisini birleştirebildikleri oranda yeninin doğuşu nispeten sancısız olur.
Geçmişten kopmak, geleceğe tutunmak, tarihin her döneminde zor olmuştur. Bugün, her zamankinden daha zor. Çünkü geçmişi nostaljik soslar ile yabancılaştırıyor, geleceği filin gövdesinden yakaladığımız yere göre tahayyül etmeye kalkıyoruz. Velhasıl fragmanlar çağında bütünü görmek giderek zorlaşıyor.
Değişim ne kadar hızlı olursa olsun, değişmeyen, bizim müminler olarak selamı çoğaltma yükümlülüğünü terk etmememiz olmalı. Eğitim, gelir seviyesi, yaş, cinsiyet, etnik kimlik farkı olmaksızın her birimiz mümin olarak selamı çoğaltmak, müminin mümine olan mesuliyetini yerine getirmek zorundayız.
Oysa... Zaman ve mekan idrakindeki değişim, mesuliyet duygusunu imha ettiği için sorunları bırakın çözmeyi, sorun alanlarını tasvir etmeyi bile başaramayacak bir basiretsizliğin içine düşüyoruz.
Çözüm için sorun alanının doğru tespit edilmesi ve farklı bakış açılarının verimli bir platformda değerlendirilmesi gerekiyor.