İki kadın, biri aşırı yorgun öteki boşlukta
-I- Evi hızla topladı. Bulaşık makinesindeki tabakları hızla yerlerine yerleştirdi. Hızına bir telefon sesi eşlik etti. Acele acele ve ısrarla çaldı telefon. Nefes nefese alo dedi kadın. Öğrencimiz yaz kampı...
-I-
Evi hızla topladı. Bulaşık makinesindeki tabakları hızla yerlerine yerleştirdi. Hızına bir telefon sesi eşlik etti. Acele acele ve ısrarla çaldı telefon. Nefes nefese alo dedi kadın. Öğrencimiz yaz kampı için servis kullanacak mı diye sordu telefondaki ses. Kullanmayacak dedi hızla.
Akşamdan hazırladığı kıyafetlerini hızla giydi.
Yaptığı her işe, iç sesi hızla/hızla/hızla diye eşlik ediyordu.
Kuru temizlemeye gidecek pantolonlar, ceketler hızla kapıya asıldı. Onlar kapıya asılırken çamaşır makinesi son sıkma işlemini yapıyordu. Dokuz dakikası kalmıştı. Dokuz dakika sonra çamaşırları hızla balkona asabilirdi. Dokuz dakika var o halde akşam için biberleri yıkayıp, soğanı kavurabilirdi.
Hızla mutfak dolapları, çekmeceleri açılıp kapandı; soğanlar, biberler doğrandı, kısık ateşte onlar yumuşarken çamaşırlar asıldı. Hızla. Bende eksik olan hırs dedi ağzındaki mandal balkondan aşağı düşerken. Hızla yaptığı işlere iki katım hırs eşlik etmediğinde, ezikliğin kraliçesi olarak yol alıyordu. Yavaş yavaş düşen mandala rağmen çamaşırlar hızla asıldı.(Mandalın düşüşü ne kadar yavaş gelmişti.)