İncitmenin bedeli üç günlük lüks tatil midir?(II)
Çarşamba günü Suriyeli çocuğa “armağan” edilen üç günlük lüks tatil üzerinden yol almıştık. Bu gün aynı olaya İzmir'de görev yapan bir vaizenin bendenize e-posta olarak...
Çarşamba günü Suriyeli çocuğa “armağan” edilen üç günlük lüks tatil üzerinden yol almıştık. Bu gün aynı olaya İzmir'de görev yapan bir vaizenin bendenize e-posta olarak göndermiş olduğu gözlemler üzerinden dikkat kesilelim.
Buyurun:
“S.a.
İzmir'de bu öfke yeni değil maalesef…
Ramazan öncesi metro girişinde yerde oturan bir kadının, 2 yaşlarındaki çocuğuna yedirdiği kabuklu cevizin kabuklarını yere atması yüzünden kadın-erkek kim denk geldi ise, bağırıldığına şahit olmuştum. Kadın neye uğradığını anlamamış şaşkın gözlerle etrafa bakıyordu. Yardım etmiyorsak bile, azarlamayalım diyebilmiştim sadece.
Gün geçmiyor ki otobüste, dolmuşta “içimize doldurdular bu Suriyelileri” şeklindeki nefret söylemini duymayalım. Bu yüzden o çocuğun tartaklanmasına hiç şaşırmadım. Basmane semti, şehrin merkezinde genelde ucuz otel ve pansiyonları ile şehrin tren istasyonu bölgesi. Burası yabancı göçmenlerin, yabancı öğrencilerin barındıkları bir yer.
Bölgedeki bir cami akşamları özellikle burada iftar verdi, geçici barınanlar için. Gerçekten şu anda orası Suriyelilerin yoğun olduğu bir yer ve caddelerde Suriyeliden geçilmiyor.
Metrodan ise sürekli şu anons geçiliyor: “metro girişlerinde dilenenleri görürseniz, güvenlik görevlilerimize haber verin” Amaç, caddeden metroya iniş merdivenlerinde dilenen Suriyelilere fırsat vermemek.