İnsan ya dururken görür ya yürürken...
I-Kendimize tekrar tekrar sormamız gereken soru şu: Görüyor muyum?Bu ömür sonlu, ölürken yanımda götüreceklerimi ve götüremeyeceklerimi idrak ettim mi?Kalp gözüyle görüyor muyum? Akıl gözüyle...
I-
Kendimize tekrar tekrar sormamız gereken soru şu: Görüyor muyum?
Bu ömür sonlu, ölürken yanımda götüreceklerimi ve götüremeyeceklerimi idrak ettim mi?
Kalp gözüyle görüyor muyum? Akıl gözüyle görüyor muyum? Başımdaki göz ile görüyor muyum?
Sonuncusu çok mu anlamsız geldi?
Gelmesin. Fotoğraf paylaşma müptelalığı ile birlikte bakışımızı ve görüşümüzü makinelere emanet ettik.
Gide gide bir yere varıp duruyoruz. Lakin durduğumuzda bakışımızı makineye emanet edip arka arkaya fotoğraf çekiyoruz.
Halimiz masaldaki çocuklara benziyor. Ormanda kaybolmamak için, yola ekmekten işaret bırakan çocuklara.
Onlar evlerine dönmek için ekmeklerini yollara serpiyordu, biz yaşadığımızı/var olduğumuzu/hayatta olduğumuzu ispat etmek için, bir hayali başka bir hayalin üzerine monte etmeye çalışıyoruz.
Sahi yaşadığımızı kime ispatlamaya çalışıyoruz? Bir faninin hayat üzerinden ispat derdine düşmesi kadar acıklı bir şey var mı?
II-
İnsan ya dururken görür, ya yürürken. En güzeli dura dura yürümektir.
Ayet-i Kerime'de buyrulmuştur: “Sen dağları görürsün de, yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutların yürümesi gibi yürümektedirler. Bu her şeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır. Şüphesiz O, yaptıklarınızdan tamamiyle haberdardır."