Sahte /Sanal düğünler
Dünyada “sanal düğün” trendinin hızla yayıldığına dair haberler okuyoruz.Sanal düğün ne diye soruyorsunuz haklı olarak... Teferruatını Nihayet Dergi'nin Ağustos sayısında Osman Bülent...
Dünyada “sanal düğün” trendinin hızla yayıldığına dair haberler okuyoruz.
Sanal düğün ne diye soruyorsunuz haklı olarak... Teferruatını Nihayet Dergi'nin Ağustos sayısında Osman Bülent Manav'ın yazısından öğrenebilirsiniz. Genç kızlar güzel bir düğün fotoğrafına sahip olabilmek için damat kiralıyormuş demekle yetineyim.
Bir cümle ile geçip gidecektim o halde niye söze buradan başladım?
Bugün şaşırarak tanık olduğumuz pek çok olayın, durumun zayıf bir damar şeklinde de olsa geçmişte bir karşılığının olduğunu düşünüyorum.
Sanal düğün meselesi de bunlardan biri. Bu gün sanal düğün dediğimiz olay Osmanlı'nın zengin konaklarında “sahte düğün” olarak çıkıyor karşımıza.
Değişen nedir o halde?
Galiba değişen sanalın ve sahtenin içinde “özne”nin konumu.
“Sahte Düğün”ün izini bir romanın satırlarından takip edelim mi?
Refik Halit Karay'ın, 1920 yılında basılan önce “İstanbul İç Yüzü” daha sonra “İstanbul'un Bir Yüzü” adını alan romanında “türedi zenginlerin” “Sahte düğün” eğlencesinden bahsedilir:
“...Eski büyük konaklarda bazen bu kabil sahte düğünler yapılırmış, fakat haremde, yalnız hanımlar arasında... Mesela halayıklarından birini gelin sayarlarmış, birini de güvey, birini tellerler, pullarlar öbürünü erkek kıyafetine sokarlarmış, sonra davetler yapılır, takım teferruatıyla bir çok hanımefendiler, sahici bir düğüne geliniyormuş gibi hediyeleri baş kalfanın koynunda olduğu halde konağa gelirlermiş. Saz olur, söz olur, yenir, içilir, gülüşüp eğlenilirmiş. O zamanlar için bu hiç de aykırı düşmezmiş. Zira harem hayatı pek mahdutmuş, hanımlar dışarda eğlenemezler, gönüllerini avutamazlarmış.