Sorumluluklardan Arınma Çağı/Velayet Davasında Çocuğun tercihi
Hayret damarımız her gün biraz daha hızlı kuruyor. Ne haberlerin dili, ne alınan kararlar hayretimizi yoldaşsız çıkarmaya yetiyor. Tam tersine haberlerin dili, aynı haberin gün boyu defaatle tekrarlaması, normal dışı...
Hayret damarımız her gün biraz daha hızlı kuruyor. Ne haberlerin dili, ne alınan kararlar hayretimizi yoldaşsız çıkarmaya yetiyor. Tam tersine haberlerin dili, aynı haberin gün boyu defaatle tekrarlaması, normal dışı olan her şeyin hıza normalleşmesini sağlıyor.
Biraz sonra yazacağım satırlara konu olan haber, bendenizde böyle bir şaşkınlık yarattı. Esasında şaşırmamam gerekiyor, içinde yaşadığımız çağın bir diğer adı “Veledşahi Çağ” olduğuna göre (Allah rahmetini ziyade etsin tabir Fetuh Gemuhluoğlu’na aittir) “tercih” adı altında bütün sorumluluğun çocuklara yüklenmesini benim de HERKES gibi “anlamam” gerekiyordu. (Haberi dinlediğim ortamda yaşlı, orta yaşlı ve gençler vardı en doğrusunun çocuğa sorulması olduğunu söylediler.)
Duymamışlar için haberi özetleyeyim.(Evet böyle de bir gerçeğimiz var, sapkın haberlerden kaçamıyoruz ama hepimizi ilgilendiren hukuki haberleri duyabilme ihtimalimiz giderek azalıyor.)Yargıtay önümüzdeki günlerde/yıllarda çok tartışılacak bir karara imza attı: Sekiz yaşından büyük çocuklara anne ya da babanın velayetini tercih etme hakkı verildi.
Adalet kurumunun “adil” bir şekilde vermekte zorlandığı kararı küçük çocukların sırtına yüklemek, tam da bendenizin “sorumluluklardan arınma çağı” olarak nitelediğim zamanımıza ciddi bir dipnot hükmünde.
Çocuk için hangi tercihin daha iyi olduğuna karar veremeyen ebeveyn, onların bu kararsızlığını pekiştiren mahkeme derken sonunda en doğru kararı verecek sorumlu bulunuyor: Çocuk.
Velayet davasına konu olan çocuk, tercihte bulunarak kendi göbeğini kendisi kesecek.