Tahsin Yücel’in ardından bir yüzleşme denemesi (II)
I-Bu yazı sadece roman okuyanlar için, roman okuyabilenler için, okuduğu romanlar üzerinden konuşmayı sevenler için.Roman okuyucusu değilseniz, bu yazıyı okumayın.Roman okuyucusu değil ama sosyal bilimci iseniz, o zaman...
I-
Bu yazı sadece roman okuyanlar için, roman okuyabilenler için, okuduğu romanlar üzerinden konuşmayı sevenler için.
Roman okuyucusu değilseniz, bu yazıyı okumayın.
Roman okuyucusu değil ama sosyal bilimci iseniz, o zaman MUHAKKAK okuyun.
II-
İnsan niye roman okur?
Başkalarının hayatındaki tecrübeye, o tecrübe elde edilinceye kadar yaşanmış olanın acısına katlanmaksızın kavuşmak için roman okuruz. Kendimizden kaçmak, başkalarının hayatına sığınmak için roman okuruz.
Kelimelerle zenginleşmek için, gönenmek için, hayatın anlamına dair kelimeler üzerinden iz sürmek için roman okuruz.
Hayatın anlamını ararken, gündelik hayatın savrukluğundan kaçmak isteriz aynı zamanda.
Herkesin kendine göre bir kaçışı vardır. Kendine uygun teselli arayışı.
Bazen bir roman okursunuz ve neredeyse “Bir roman okudum hayatım” değişti cümlesinin anlamına yaklaşarak, şaşırarak, hayranlıkla okursunuz. Yazar nasıl da güzel anlatmıştır, ne kıvrak tasvirleri, ne hızlı anlatımı, ne derin kavrayışı vardır. Çizdikçe çizersiniz satırları.