Yalan, yalaaan, yalAAn !

Koyu karanlık bir sabah. Sanki bir Kuzey ülkesinin, güneşi solmuş sabahında buluvermiş insanlar kendilerini. Elektrikleri kesik bir evde, mumsuz, kibritsiz, fenersiz kalakalmış olmanın tekinsizliğine gark olmuşçasına...

Ama böyle olmaz ki. Biz güneşli günlerin sabahlarına ait yolcularız. Güneş olmasa bile bir tutam aydınlığımız vardır. Yağmur, rüzgâr ama ille bir tutam aydınlık eşlik eder bize. O bir tutam aydınlık olmaz ise biz önümüzü göremeyiz. Aynadaki yüzümüzü göremeyiz. Ötekinde kendimizi göremeyiz.

GÖRECEĞİZ. İlle de ötekinde kendimizi göreceğiz. Aynı deniz otobüsünden inmiş, karanlık sabahın içinde ilerleyen finiküler yolcusu olarak, dışarıdaki boğuk havanın sanki içerisinin karanlığını bir derece daha koyulttuğu bu ortamda, bütün “ötekiler” aksimizi düşürdüğümüz endam aynası.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
21. yüzyılı kim temsil ediyor? Aptallar ve aptallıklar mı? 22 Kasım 2024 | 40 Okunma 19. yüzyıl epidemiye âşık, 21. yüzyıl laboratuvarda üretilmiş virüslerin eseri/esiri 15 Kasım 2024 | 97 Okunma Şiir Cumhuriyeti’nin o yalnız vatandaşları, merhaba... 08 Kasım 2024 | 201 Okunma Dizilerde Türk bayrağı... 01 Kasım 2024 | 308 Okunma Verilen hediye geri alınır mı? 25 Ekim 2024 | 141 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar