“Yaza merhaba” diyen muhafazakar kadınlar sözüm size değer mi?
İsmail Kılıçarslan'ın Cumartesi günü Suriyeli çocuklara dair yazısını okumuş, cumartesiyi pazara bağlayan gece sabaha kadar çantamdaki ahşap oyuncakları bir türlü gereken yere...
İsmail Kılıçarslan'ın Cumartesi günü Suriyeli çocuklara dair yazısını okumuş, cumartesiyi pazara bağlayan gece sabaha kadar çantamdaki ahşap oyuncakları bir türlü gereken yere ulaştıramadığım rüya dehlizlerinde gezinmiş, gördüğüm rüyayı nasıl yoracağımı bilemezken, pazar sabahı İ.Kılıçarslan'ın yazısına kaldığı yerden devam eden satırlarında durmuştum bir vakit.
Bazı yazıları okuruz. Bazı yazılarda ilerleriz. Ve bazı yazılarda dururuz. Yazarından bize geçen, mıh gibi çakılıp kalma hali ile dururuz.
Bendenizi en çok durduran husus, artan zenginlik ve refaha rağmen bizi giderek eksilten nedir sorusu. Her birimiz eksile eksile yaşıyoruz.
Uzun bir süredir İstanbul'un eski Kültür Müdürü Ahmet Emre Bilgili'nin Kültürel Hayırseverlik kavramı üzerine düşünüyorum. Prof.Dr.Bilgili Kültür Müdürlüğü'nden gelen tecrübesi ile “kültürel hayırseverlik” kavramı üzerinde duruyor , “sosyal sorumluluk projesi” adı altında gerçekleştirilen bazı projelerin sıkıntılarına işaret ediyor.
Zihnimin bir tarafında Suriyeli çocuklara, çocuk ülkesinin renklerini yeterince sunamıyor olmamızın getirdiği sıkıntı, diğer tarafında Müslümanların kültür konusundaki zaafları ile nasıl başa çıkabileceğimiz sorusu...