Yüksek lisans, öğretmenlerin sınıftaki itibarını yükseltmeye yetecek mi?

31 Ekim gecesi, sosyal medyada “Öğretmenlere yüksek lisans zorunlu” cümlesi etrafında gelişen tartışmalara tanık oldum. Öğretmenleri yüksek lisans için teşvik etmenin eğitime bir faydasının olup...

31 Ekim gecesi, sosyal medyada “Öğretmenlere yüksek lisans zorunlu” cümlesi etrafında gelişen tartışmalara tanık oldum. Öğretmenleri yüksek lisans için teşvik etmenin eğitime bir faydasının olup olmayacağını sizler de kendi aranızda veliler, öğretmenler olarak tartışmak ister misiniz?

Tartışmak isteyenler için roman üzerinden bir izlek sunmak istiyorum. Romanın adı Mahcubiyet ve Haysiyet. Mahcubiyet ve Haysiyet romanını özellikle seçtim. Çünkü romanın kahramanı Oslo’da bir lisede 25 yıldır Norveç Edebiyatı okutan doktoralı bir öğretmen. Yapı-Kredi Yayınları romanı Türkçe yayınlarken kitabın arkasına ek olarak İbsen’in Yaban Ördeği oyununu ilave etseydi çok anlamlı olurdu. Çünkü 106 sayfalık romanın ilk otuz sayfası Yaban Ördeği oyunundaki yardımcı karakter Dr.Relling’in oyundaki yerine dair. Doktoralı edebiyat öğretmeni, en iyi bildiği konuyu, öğrencilerin derse hiç ilgisi kalmasa bile anlatmaya devam ediyor. Devlet ona yüksek Norveç kültürünü genç nesillere aktarsın diye maaş ödediğine göre o da bu aktarımı kendince hakkıyla yerine getiriyor. Ne ki aktarımın öğrenciler kısmında hiç de verimli olmayışı onu pek endişelendirmiyor.

Türkiye’nin eğitim meselesini bir roman üzerinden, o romanı da ta Norveç’ten seçmiş olmam bazılarına çok anlamsız gelecek. Anlamsız gelmesin.

Benim sorun alanım küresel çağda öğrencilerin ve öğretmenlerin durumu.

Dijital göçebeler olarak, -internet devriminin içine doğmamışlar için dijital göçebe tabiri kullanılıyor- dijital yerliler için eğitim politikaları düzenliyoruz. Sorun şu ki, dijital yerliler yani internet devriminin içine doğmuş olanlar, dünyayı bizim gibi algılamıyor.

Katı modern toplumun/disiplin toplumaunun içine doğup, disiplin toplumunun eğitimini almış, disiplin toplumunun hiyerarşiler sisteminde değerleri idrak etmiş bireyler olarak bizler, “bildiğimiz dünyanın” içinden seslenmek istiyoruz. Bizim bildiğimiz dünya hali hazırda devam eden bir dünya mı?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
21. yüzyılı kim temsil ediyor? Aptallar ve aptallıklar mı? 22 Kasım 2024 | 33 Okunma 19. yüzyıl epidemiye âşık, 21. yüzyıl laboratuvarda üretilmiş virüslerin eseri/esiri 15 Kasım 2024 | 97 Okunma Şiir Cumhuriyeti’nin o yalnız vatandaşları, merhaba... 08 Kasım 2024 | 201 Okunma Dizilerde Türk bayrağı... 01 Kasım 2024 | 308 Okunma Verilen hediye geri alınır mı? 25 Ekim 2024 | 141 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar