Ziyankârın cezasını ikram ile kesmek...

Olay 40 yıl önce geçiyor. Hikâye derin. Mevzu çetin. Bu satırların yazarı biliyor ki herkes kendi meşrebince dahil olacak anlatılana. O halde anlatmaya başlayalım. Afyonkarahisar’ın D. köyünden bir...

Olay 40 yıl önce geçiyor. Hikâye derin. Mevzu çetin. Bu satırların yazarı biliyor ki herkes kendi meşrebince dahil olacak anlatılana.

O halde anlatmaya başlayalım.

Afyonkarahisar’ın D. köyünden bir çiftçi, Akçaşarlı bir çiftçinin tarlasının üstüne öküzünü sürüyor. Kazara değil. Doğrudan. Neden sebep! Vardır köy yerinde öyle adamlar. Yol yordam bilmezler, izan bilmezler. Hani “Anadolu irfanı” diye son yıllarda dillere pelesenk olan o irfandan hiç nasipdâr olmamışlardır. Her türlü şiddetin vücut bulmuş hali gibi dolaşan bu adamlarla kendi köyünün insanları dahi başa çıkamaz.

Akçaşarlı çiftçinin tarlasına öküzlerini süren, böyle adamlardan biri midir? Bilmiyoruz. Fakat bu hikâyede bildiğimiz bir şey var ki o da öğrendiklerimizi kaç ayrı tarlanın mahsulü olarak kaldıracağımız konusunda zorlanacağımız. Hikâyenin en can alıcı noktası, Akçaşar’ın bir Alevi köyü oluşu. Ve hikâyeyi ziyankâr çiftçinin bizzat kendisinin anlatmış olması.

Akçaşarlı köylü, tarlasının öküzlerin ayakları altında tarumar edilmesiyle ilgili olarak hiçbir şey yapmıyor. “Sen de

bunu niye yaptın ey ademoğlu?” demiyor. Ne şikâyet ediyor ne...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Geçmişte bir gün... 06 Eylül 2024 | 142 Okunma Cenaze selfisi ve yeni insan: Phono Sapiens 30 Ağustos 2024 | 1.392 Okunma Zaruret miktarı bahsine masal sosyolojisi üzerinden giriş denemesi 23 Ağustos 2024 | 198 Okunma “Hepimiz kadınız...” 16 Ağustos 2024 | 115 Okunma Başarıya kör, hikâyeye sağır bir ülkeyiz 09 Ağustos 2024 | 1.494 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar