‘Kadın yüzyılı’nda kadın gazeteciye verilen mülakatta tersleşme ‘ikinci One Minute’ olabilir mi?
Biz önümüzdeki döneme ‘Türkiye Yüzyılı’ adını taktık; yerindedir. 1923 yılında sahip olunan Cumhuriyet bu yıl 100 yaşını doldurmuş oluyor ve önümüzdeki dönem bu anlamda...
Biz önümüzdeki döneme ‘Türkiye Yüzyılı’ adını taktık; yerindedir. 1923 yılında sahip olunan Cumhuriyet bu yıl 100 yaşını doldurmuş oluyor ve önümüzdeki dönem bu anlamda Türkiye için yeni bir yüzyıl.
Adı konulmamış bir 100 yılı da ben 21. yüzyıl için çoktandır belirledim: ‘Kadın yüzyılı’ içinde bulunuyoruz.
Düşünün diye kısaca özetliyorum: Bundan 100 yıl önce pek çok ülkede kadınlar bırakın siyasi hayatta önemli mevkilere gelmeyi, oy kullanma hakkından bile mahrumdular. Üniversiteler öğretim üyesi ve öğrenci olarak erkek ağırlıklıydı. İş dünyasında kadın iş sahibine, üst düzey yöneticiye rastlanmazdı. Gazetelerde tek tük kadın meslektaş çalışır ve hiçbiri en tepe noktaya gelmeyi aklından geçirmezdi.
Yalnızca bizde böyle değildi, dünyada da böyleydi.
Şimdi öyle mi ya: Avrupa’da pek çok ülkede kadın başbakan var. Bazı ülkelerin hükümetlerinde erkekten çok kadın bakan yer alıyor. Eskiden işadamı, bilimadamı demeye alışmış diller ve kalemler şimdilerde iş insanı ve bilim insanı sıfatlarına ayarlı. Gazetelerde ve ekranlarda kadın muhabir, yorumcular ön planda.
Dünyada böyle ama bizde de durum farklı değil.