A, yabancı vakıflardan bağış kabul ediyorlarmış.. Ne kadar ayıp… İyi de bu kimin ayıbı?
Gazetelerde yazdırılmayan, ekranlarda görüşlerine yer verilmeyen yazar ve yorumcular ile medya kuruluşlarından dışlanan haberciler, eski dönemlerde, gözlerden de ırak olurlardı. Şimdi durum farklı. İnternetin...
Gazetelerde yazdırılmayan, ekranlarda görüşlerine yer verilmeyen yazar ve yorumcular ile medya kuruluşlarından dışlanan haberciler, eski dönemlerde, gözlerden de ırak olurlardı. Şimdi durum farklı. İnternetin sağladığı geniş imkanlar sayesinde alternatif bir medya var.
Örnek, şu okuduğunuz yazı ve yazarı.
2016 yılının ilk ayına kadar bir gazetede köşem, bir TV kanalında sürekli konuğu olduğum haftalık tartışma programım vardı. Köşem kapatılırken ekran görüntüm de karartıldı. Ardından bana -ve benim durumumda olan başkalarına da- ‘medeni ölü’ sıfatı yapıştırıldı.
‘‘Hayır, daha ölmedim’’ tepkisidir her gün yazılarımı yayımladığım bu site.
Bazı özel yazılarda okur sayısının 30 binlerin üzerine çıktığı çok oldu.
Geçmişle bugün arasında benim açımdan temelde bir fark var: Gazetede yazar, TV’de konuşurken emeğimin karşılığını maaş olarak alıyordum. Şimdi patronum yok, Google’un okuyanların ilgisine bakarak koyduğu reklamlara okurlar tıklarlarsa mütevazı bir gelirim oluyor.