“Afedersiniz” demeden kullanılmaması gereken bir sözcük güncel siyaset diline sokulursa…
Gazeteci Fehmi Koru'nun bugünkü (2.06.2022)''“Afedersiniz” demeden kullanılmaması gereken bir sözcük güncel siyaset diline sokulursa…'' başlıklı yazısı.
İnsanoğlunun dil ile macerası ilginçtir. Bebeklikten çocukluğa geçiş dilin çözülmesiyle başlar. Önce çevresinden işittiği düz sözcükleri kullanır çocuk, sıfatlar daha sonra dile yerleşir. Dilin renklenmesi için ise okumayı öğrenmek gerekir.
Okumayla ilişki kuramamışların dili, sayısı fazla olmayan sözcüklerle sınırlı kalır.
Bazı sözcükleri çoğumuz aileden veya çevreden işiterek değil okuduğumuz metinlerden öğreniriz.
Sanıyorum ‘sürtük’ sözcüğü bana Hüseyin Rahmi Gürpınar romanlarının hediyesidir.
Türkçe Sözlük ‘sürtük’ sözcüğünü şöyle tanımlıyor:
1. isim Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın:
“Bu sürtüğü oğluma almak da sonunda ne çıkacağı belli olmayan bir felakettir.” – Hüseyin Rahmi Gürpınar
2. isim Aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın.
3. isim Kaba konuşmada, hayat kadını.
D. Mehmet Doğan’ın ‘Büyük Türkçe Sözlük’ eserinde aynı sözcüğün karşılığı şöyle:
Sürtük [s.] 1. Vaktini boş ve gayesiz şekilde evi dışında dolaşarak geçiren ahlaken zayıf (kadın).
2. Fahişe.
Sürtüklük [i] Sürtük olma hali; fâhişelik.
Üşenmedim, İlhan Ayverdi hanımın ‘Misalli Büyük Türkçe Sözlük’ adlı eserine de baktım. Orada aynı sözcüğe bir başka anlam daha ekleniyor ama ben sizin de zihniniz yorulmasın diye o ayrıntıyı kendime saklıyorum.
Netameli bir sözcük bu, sizin anlayacağınız.
Ülkemizin yeni yetişmekte olanlarının büyük bölümü dün o sözcüğü ilk kez Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ağzından işitti.
Partisinin grup toplantısında dokuz yıl öncesinin Gezi Parkı eylemlerini hatırlatırken sarf ettiği cümlesini aynen aktarıyorum: