Ağza alınmayacak küfürler kitabından öğrendiğim ama asla kullanamayacağım küfürler…
Bugün size son zamanlarda beni bayağı rahatsız eden bir özelliğimden söz etmek istiyorum.Küfür etmeyi bilmiyorum.Yerli-yabancı günlük olayları izlerken bazen tepemin attığı, bir olayın merkezinde bulunan veya...
Bugün size son zamanlarda beni bayağı rahatsız eden bir özelliğimden söz etmek istiyorum.
Küfür etmeyi bilmiyorum.
Yerli-yabancı günlük olayları izlerken bazen tepemin attığı, bir olayın merkezinde bulunan veya yaptığı açıklamayla tartışma gündeminin öznesi haline dönüşmüş biri için ağır bir şeyler söylemek geliyor içimden; ancak dilim buna uygun sözcük/ler bulmakta zorlanıyor.
Sorunun yetişme dönemimden kaynaklandığını sanıyorum.
Çocukluktan ilk gençliğimin sonuna kadar küfür edilmeyen bir çevrede büyüdüm. Aile fertlerim, arkadaşlarım arasında şöyle kallavi bir küfür sallayabilen biri hiç olmadı.
İzmir’de Fenerbahçe maçlarını izlemek üzere stadyuma gittiğim bir dönem oldu; tribünlerde oyunculara ve özellikle de hakeme yönelik küfürler atıldığı söyleniyordu. Oysa benim maçları statta izlediğim dönemde, küfür alışkanlığını ortadan kaldırmak için kadınların da gelmesi amacıyla teşvikler söz konusuydu ve erkek izleyiciler etrafta kadınlar var diye attıkları laflara sansür uyguluyorlardı.