Ahmet Altan serbest bırakıldı; umarım kalıcı olur.. Ve, darısı başkalarının başına…
Bazen kendimi karanlıkta göz kırpan biri gibi hissediyorum; her gün yazdığım ve yazdıklarım devamlı okurlar tarafından yorumlanmaya, başka siteler de yazdıklarımı iktibas edilmeye değer gördükleri halde...
Bazen kendimi karanlıkta göz kırpan biri gibi hissediyorum; her gün yazdığım ve yazdıklarım devamlı okurlar tarafından yorumlanmaya, başka siteler de yazdıklarımı iktibas edilmeye değer gördükleri halde böyle bu…
Yazar olarak ben ve yazılarımı yorum yapmaya değer bulanlarla birlikte bu site, üye olmadan girilemeyen bir kulüp gibi. Kulübümüzün hak etmeyenler tarafından keşfedilmesini, başkalarınca rahatsız edilmeyi sanki istemiyoruz.
Son baktığımda Twitter’da 340 binin üzerinde takipçim vardı; ama ben o mecrayı kırk yılda bir bile yeni okurlar çekmek amacıyla yazdıklarımı duyurmada kullanmıyorum. Okurlar da her gün buraya uğradıklarının bilinmesini istemiyor tavrındalar.
Ne yalan söyleyeyim, bu durum özellikle hoşuma gidiyor.
Kuyuya her gün bir taş atıyorum, taşın suya değdiği sesi işitiyorum; o taşların bir gün suya da baskın geleceği umudu beni ertesi gün yeniden yazı masasına oturmaya zorluyor.
Özgürlük gibisi var mı?